Bu yalnızca eğlenmek için yaptığımız şeylerden biri. Bakalım ileride neler olacak | TED | لن أزعجكم بسردها. لكنه أحد الأشياء التي حاولناها فقط من أجل المرح وأنظروا أين وصلت. |
Bunu sadece eğlenmek için yaptık, neler olduğunu görmek için. | TED | فعلنا ذلك فقط من أجل المرح لنرى ماذا سيحدث. |
Fırtınadan eğlenmek için değil, güvende olmak için kaçacağız. | Open Subtitles | نحن سنقود هذا الشيء للخارج ليس من أجل المرح , للأمان |
Bunu para için değil eğlence için yapıyorum. | Open Subtitles | أوه، لا أعْمَلُ هذا للمالِ أَعْملُه من أجل المرح |
seytan kanini eğlence için içmiyorum. O zehirli Sam! | Open Subtitles | أنا لا أشرب الدماء الشيطانية من أجل المرح |
Dostlarla birlikte olmaktan bahsediyorum, hiçbir şey yapmadan, zevk için şarkı söylemekten. | Open Subtitles | أتحدث عن تعليقك مع أصدقائك أتعلم ,عدم فعل شئ و الغناء من أجل المرح |
Sırf Eğlencesine yapıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بهذا فقط من أجل المرح |
Hiçbir şey, sadece eğlenmek için gidelim. | Open Subtitles | لا شئ, إنه فقط, كما تعلمون, من أجل المرح. |
Çavuş Hardy tırmandı efendim. Sadece eğlenmek için efendim. | Open Subtitles | الرقيب هاردي كان يتسلق فقط من أجل المرح |
Evet, buralarda eğlenmek için kimi öldürüyorsunuz? | Open Subtitles | لذا ، من تقتلون من أجل المرح هنا ؟ |
Siz buralarda eğlenmek için bunu mu yapıyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذا هو ما تفعلونه من أجل المرح هنا |
Dövüşmüş olmak için eğlenmek için yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم بذلك من أجل القتال، من أجل المرح |
Ama sadece eğlenmek için 25 kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | ولقد قتل 25 شخص فقط من أجل المرح |
Bunu eğlenmek için yaptığını düşünüyorum! | Open Subtitles | كنـُت أعتقد بأنك فعلت ذلك من أجل المرح |
- Bunu eğlenmek için yapmadık Joe amca. | Open Subtitles | -لم نفعل هذا الشئ من أجل المرح |
Yani, tedavi sürecinin, bacak kadar ve eğlence için hamur yiyen insanlar tarafından mı belirlenmesini istiyorsun? | Open Subtitles | اذا ستجعل مسار علاجك بين يدي ناس طولهم ثلاث اقدام و يأكلون العجين من أجل المرح ؟ |
Bütün bu korsan kıyafetleri falan hepsi sadece eğlence için bayramlar gerçekten halkımız içindir. | Open Subtitles | الأزياء وأدوات القراصنة كُلّ تلك الأشياء كانت من أجل المرح هذه العطلة هي حول المجتمع |
Gelişen bedenler için bir sürü iyi şey ve sırf eğlence için biraz tehdit. | Open Subtitles | عدةأشياءطيبةلنموالجسم... وبعض الحلوى من أجل المرح |
David Hagan gibi birine sırt çevireyim de beni öldürsün, sonra tüm ailemi öldürsün... ve sonra köpeğimi öldürür, sadece zevk için. | Open Subtitles | لو رفضت رجلاً مثله فسيقتلني ثم يقتل عائلتي كلها وبعدها يقتل قلبي من أجل المرح فحسب |
zevk için yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم بذلك من أجل القتال، من أجل المرح |
Sen de zevk için yapıyordun. | Open Subtitles | أنت فعلت ذلك من أجل المرح أيضا |
Ben bunu Eğlencesine yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا الآن من أجل المرح |