Ama size birkaç soru sormamız gerekiyor ve yardım için bağırmamanızı tercih ederiz. | Open Subtitles | ولكنّنا نريد أن نطرح عليك بعض الأسئلة ونفضّل ألّا تصرخ من أجل المساعدة |
Sen yardım için telefonla arayan kız mısın? | Open Subtitles | هل أنتِ الفتاة التي أتصلت من أجل المساعدة |
O yardım için ağlamaya nasıl bilen tek yolu | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي يعرفها من أجل المساعدة |
yardım etmek için burada olduğumuzu söylersen eğer, halkın kabul etmez mi? | Open Subtitles | ألن يتفهم قومك إذا أخبرتهم إننا هنا من أجل المساعدة ؟ |
yardım etmek için buraya geldiğini düşünüyorsun | Open Subtitles | أنت تعتقد إنها أستجابت لاتصاله من أجل المساعدة ؟ |
Deli doktoruna yardım almak için gidip de onunla evlenmeyeyse hiç lüzum yok. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس هناك سبب للذهاب لطبيب نفسي من أجل المساعدة ويتنهي المطاف بالزواج به |
Siz hakikaten çok kabasınız. Ben sizi yardım için çağırdım. | Open Subtitles | أتعلمون ، هذا فظ جدا ، لقد إتصلت بكم من أجل المساعدة |
Belki ona yardım ettiğini ve muhtemelen yardım için sana geri geleceğini göz önüne al. | Open Subtitles | ربّما عليكِ أن تضعي في الإعتبار بأنكِ قمتِ بمساعدتها وقد تعود من أجل المساعدة ثانيةً |
Ve yardım için bize ailesinin sayım Ama, um, o uzun Önünde kurtarma, var olan. | Open Subtitles | لكن, لديه تخطيط تعافي طويل أمامه وعائلته تعتمد علينا من أجل المساعدة. |
Bakın, tehdit olmadığımı ve yardım için geldiğimi kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | أنظر، أنا أستطيع إثبات أن.. أنني لست تهديدا وأنني هنا من أجل المساعدة. |
yardım için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يمكننا فعله من أجل المساعدة |
Oralarda bir yerde yardım için ağlıyor olabilir tam da şu an. | Open Subtitles | ...يمكن أن يكون يبكي من أجل المساعدة هنا .في الوقت الراهن |
O sana yardım için geldi sen de ona arkanı döndün. | Open Subtitles | جاء من أجل المساعدة و أنت أعطيت ظهرك له |
yardım için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما أستطيع من أجل المساعدة. |
yardım için bana bakma. | Open Subtitles | لا تنظر لى من أجل المساعدة. |
yardım için gelmişti. | Open Subtitles | وجاء من أجل المساعدة |
yardım için babasını arıyor. | Open Subtitles | تتصل بوالدها من أجل المساعدة. |
İnanamıyorum, ben yardım etmek için geldim ve herşeyin arasında sen bunu çıkardın. | Open Subtitles | أنا لا أصدق لقد اتيت من أجل المساعدة وأنت انسحبت |
Aslında, bilirsiniz, Beyaz Saray'da 1.dünya savaşı sırasında bütçeye yardım etmek için kuzu yetiştiriyorlardı, muhtemelen kötü bir fikir değildi; Kötü bir fikir olamazdı da. | TED | في الواقع ، كما تعلمون ، في البيت الأبيض كان هناك خراف ترعى في المقدمة من أجل المساعدة في تمويل المجهود الحربي في الحرب العالمية الأولى ، والتي ربما ليست فكرة سيئة ؛ لن تكون فكرة سيئة. |
...yardım almak için onlara gitti. | Open Subtitles | وقصدتهم من أجل المساعدة |