Önceki suçları içinde uyuşturucu tacirliği fidye için kaçırma ve cinayet var. | Open Subtitles | هومعروفبمتاجرتهفيالمخدرات، الإختطاف من أجل فدية ، والقتل. |
Oğlunuz gibi fidye için kaçırıldık. | Open Subtitles | ،اختطفنا من أجل فدية تماما كحالة ابنك |
fidye için teyzesine götürüyorum. | Open Subtitles | ذاهب بها إلى خالتها من أجل فدية. |
fidye için değil, ama saldırıya uğradım. | Open Subtitles | ليس من أجل فدية ، لقد تمت مهاجمتي |
Belki fidye için rehine tutuluyordu. | Open Subtitles | لربّما كانت رهينة من أجل فدية |
Crestejo'nın kızını fidye için kaçırdılar sonra da anlaşmazlığa düşüp herkesin hayatını kolaylaştırdılar. | Open Subtitles | ,لقد أخذوا فتاة (كريستجو) من أجل فدية ...بعد ذلك, اختلفوا و جعلوا حياة كل شخص أسهل ... |