Kuzey ekvatorda, en yakın kıta olan Kuzey Amerika'ya 4000 km uzaklıkta dünyanın en izole adalar zinciri Hawaii adaları uzanır | Open Subtitles | شمال خط الاستواء علي بعد4,000 كم من أقرب يابسة في شمال أمريكا تقع أكثر سلاسل الجزر انعزالاً في العالم ــ هاواي |
Dünya'ya en yakın yıldızlardan biridir, yaklaşık 80 trilyon km uzaklıktadır. | Open Subtitles | وهو واحد من أقرب النجوم الى الأرض مجرد 50 تريليون ميل |
Bu derin bağlantı en yakın akrabalarımızı çok öteye taşıyor. | Open Subtitles | و تلك العلاقة العميقة تمتدّ الى أبعد من أقرب أقربائنا. |
İstikrarlıysalar o zaman en yakın serbest limanı merkez olarak kullanıyorlardır. | Open Subtitles | إن ظلّوا على أسلوبهم، فسيتّخذون من أقرب ميناء حرة قاعدة عمليّات. |
Tamam, o zaman size internetin sihrini kullanarak en yakın marketten Aramice-İngilizce sözlük almanızı öneririm. | Open Subtitles | حسنٌ، أقترح أن تستخدما سحرالانترت... لشراء قاموس ترجمة من الأرماكيّة للإنجليزيّة من أقرب بائع تجزئة |
Ne istediğini bilir ve bunu gerçekleştirmek için en yakın yıldızdan enerji çeker. | Open Subtitles | إنه يعلم ماذا تريد ويوجه طاقة من أقرب نجم لـ يحقق لك ذلك. |
en yakın iskan edilmiş istasyona 22.4 ışık yılı uzaklıktayız. | Open Subtitles | نحن على بُعد 22.4 سنة ضوئية من أقرب محطة مأهولة |
Bu adamlar evlerinden 10.000 mil ve en yakın kara parçasından 1.000 mil uzaktaydılar. | TED | كان هؤلاء الرجال على بعد عشرة آلاف ميل من وطنهم وأكثر من ألف ميل من أقرب بقعة على اليابسة |
Bu bizim en yakın komşu yıldızlarımızdan birinin Hubble Uzay Teleskobu ile çekilen resmi. | TED | تلك الصورة لواحد من أقرب النجوم المجاورة لنا ألتقطت بالتيليسكوب الفضائي هابل. |
Herhangi bir magmatik ya da volkanik oluşumdan ve tekrar belirteyim, en yakın volkanik aktiviteden 700 km uzakta. | TED | فهو في الأصل لا منصهر ولا بركاني، ومرةً أخرى، من على بعد 700 كيلومتر من أقرب مركز بركاني. |
Bizim en yakın genetik akrabalarımızdan şempanzeye adapte olmuş bir virüsün herhangi bir değişime bile ihtiyacı olmayabilir. | TED | وإنَّ فيروس متكيف لأن يصيب الشمبانزي، واحداً من أقرب أقاربنا الجينيين، قد لا يتطلب أية تغييرات على الإطلاق. |
- Harika. Telefon yok, en yakın şehirden Playboy kanalından uzakta - mükemmel. | Open Subtitles | لا تليفونات و على بعد أميال من أقرب مدينة و قناة البلابوى |
Şu anda en yakın ileri karakoldan bile üç milyar kilometre uzaktayız. | Open Subtitles | نحن الآن ، على بعد ثلاثة بلايين نقرة ، من أقرب مخفر أمامى آخر مرة ، قامت فيها يوساك بمحاولة إنقاذ ، على هذا البعد |
Tuhaf bir rastlantı eseri maymun soyundan gelen Arthur en yakın arkadaşlarından birinin maymundan türemediği ve genelde iddia ettiği gibi değil de aslında Betelgeuse civarında küçük bir gezegenden geldiğinden 'hiç' şüphe yoktu. | Open Subtitles | و بصدفة غريبة لا شىء على الإطلاق هو بالضبط ما إرتاب فى أمره آرثر سليل القرده فى أمر واحد من أقرب أصدقاءه |
Astronotlar uğursuz kapsüllerin sorumlusunun Dünya'nın en yakın komşusu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أجسام أسطوانية؟ علماء الفلك يقولون إن الكبسولات أتت من أقرب جيران الأرض |
en yakın adadan şimdi ayrıldık. Güven bana, orada insan yaşayamaz. | Open Subtitles | لقد قدمنا حالاً من أقرب جزيرة صدقيني ، لا يمكن لبشر أن يبقى حياً هناك |
en yakın hastaneye 90 saniye uzaklıktayım. | Open Subtitles | أنا على بعد أقل من 90 ثانية من أقرب مستشفى |
Büyük martı ve deniz kuşu sürüleri en yakın açık sulardan millerce buz üzerinde uçuyor. | Open Subtitles | أسراب ضخمة من الأوْك والغلموت تطير عبر أميال عديدة من الثلج من أقرب ماء مفتوح |
Buzda dalış mümkün olduğunda bile tehlikeli ancak en yakın yardımın günlerce uzaklıkta olduğu böylesine uzak yerlerde ayrıca dikkatli olmalıydılar. | Open Subtitles | الغوص الثلجي خطير في أفضل الأحوال ،لكن في هذا المكان البعيد على بعد أيام من أقرب مساعدة لزمهم زيادة الحرص |
Sen en yakın marketten bana bebek bezi al. | Open Subtitles | أحضر حفاظات من أقرب محل |