Ve tabi bir de "g" sözcüğü var, zihinsel engelli insanların çoğu insan için hala görünmez olduğunu kanıtlayan sözcük. | TED | ثم يوجد تلك الكلمات الجارحة والمهينة التي تثبت أن ذوي الإعاقات الذهنية لا زالوا غير مرئيين بالنسبة للعديد من الأشخاص. |
Sanırım, pek çok insan sermaye piyasalarıni bir okyanus gibi düşünüyor. | TED | أعتقد أن العديد من الأشخاص يشبهون الأسواق المالية نوعاً ما بالمحيط. |
Mutfakta birçok kişi çalışıyor. Schibetta'dan birçok kişi nefret ediyor. | Open Subtitles | الكثير من الأشخاص يعملون في المَطبَخ، و الكثير يكرهونَ شيبيتا |
En azından benim gibi üst mevkilerdeki insanlar bir şey söylemezse diyelim. | Open Subtitles | على الأقل ليس بدون صوت.. من الأشخاص في الموضع الصحيح مثلي انا |
Bu yüzden, bu parayı onu verdiğiniz insanlardan geri almanızı teklif etmek istiyorum. | Open Subtitles | فـأنا أقترح أن تقوم أنت بمحاولة استرجاع الأموال من الأشخاص الذين أعطيتهم إيـّاهم |
Etkileri devasa ve neredeyse evrensel olduğu hâlde, bu liderleri sadece ufak bir grup insanın seçmesine izin veriliyor. | TED | عدد قليل فقط من الأشخاص هم المسموح لهم بالتصويت لهؤلاء القادة، بالرغم من أن تأثيرهم هائل ويكاد يكون عالمياً. |
Pek çok insanı hapse attım ve hiçbiri beni takip etmedi. | Open Subtitles | لقد وضعت العديد من الأشخاص بالسجن لا أحد منهم جاء ليلاحقني |
Yasaklamak bu işi yapan insan sayısında pek bir değişikliğe neden olmuyor. | TED | بالكاد يحدث الحظر فرقًا للعديد من الأشخاص الذين يفعلون هذه الأشياء فعلا. |
Bunu yaparsanız, daha çok insan daha çok tasarruf edecek. | TED | وإذا قمنا بذلك .. فالكثير من الأشخاص سوف يوفرون أكثر |
Çok fazla insan var. Deneme çekimleri için zamanımız yok. | Open Subtitles | يوجد العديد من الأشخاص ينتظرون دورهم لا يوجد وقت لدينا |
Evet, eminim bir sürü insan iki kafalı akrebini çalmak ister. | Open Subtitles | أجل، أراهن أن العديد من الأشخاص يحاولون سرقة عقربك ذو الرأسين |
Bu güne kadar kostüm giymiş birçok kişi tarafından kandırılmışımdır. | Open Subtitles | لكني خدعت من قبل الكثير من الأشخاص في أزياء كهذه |
Du-Dur bi. Ben senin çıktığın kişi değilim. Biz birlikte yaşıyoruz. | Open Subtitles | انتظري انا لست من الأشخاص الذين تواعديهم نحن نعيش مع بعضنا |
İşte, bir çok kişi bekaretlerini balo gecesi kaybettiği için. | Open Subtitles | تعلم،بسبب.. لأن العديد من الأشخاص يفقدون عذريتهم ليلة حفل التخرج. |
Ancak büyüdükçe bu şirkete ve bu ofise yeni insanlar eklenecek. | Open Subtitles | ولكن, بينما ننمو سنضيف الكثير من الأشخاص للشركة و لهذا المكتب |
Dışarıda dünyayı yöneten güçlü insanlardan oluşan gizli bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الأشخاص الأقوياء بالخارج الذين يتحكمون بالعالم في السر |
Yaptığımız her küçük şeyde, binlerce insanın payının olduğunun farkında olmak. | TED | أي إدراك دور الآلاف من الأشخاص في كل جزء من حياتنا. |
Bu adamlar kızı yakalamak için bir sürü insanı öldürdü. | Open Subtitles | هؤلاء الثلاثة قتلوا الكثير من الأشخاص للحصول على هذه المرأة |
Bu eğitimi binlerce kör ve görebilen, değişik geçmişlere sahip neredeyse 40 değişik ülkeden insana verdik. | TED | لقد قدمنا تمارين تنشيط لعشرات الآلاف من الأشخاص العمي والمبصرين من جميع الخلفيات في ما يقارب 40 دولة. |
Ticari açıdan başarılı olmayabilir ama pek çok kişiyi kızdırdım. | Open Subtitles | ربما لم يكن عملاً جيداً لكنني أغضبت الكثير من الأشخاص |
Aslında benim konum, mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşırsam işe yarar. | TED | في الواقع، تنجح مؤامرتي فقط إذا شاركتها مع أكبر عدد ممكن من الأشخاص. |
Kang Jun-sang nasıl biriydi? | Open Subtitles | ..أيُّ نوعٍ من الأشخاص كَانَهُ جون سانغ ؟ |
Başlangıç olarak, 4 kişiden herhangi birisi ilk sandalyeye oturabilir. | TED | لنبدأ، يمكن لأي من الأشخاص الأربعة الجلوس على المقعد الأول. |
Çünkü sen, başkası için değerli olan bir şeyi geri almak için kendin için değerli olan bir şeyi verecek bir insansın. | Open Subtitles | لأنك من الأشخاص اللطيفين تستغني عن أي شئ لترجع شئ مهم لشخص آخر |
Çok ender vakalarda amigdalası hiç bulunmayan insanlar olabiliyor ve bu kişiler korku ifadelerini tanıma konusunda son derece engellidir. | TED | هناك حالات نادرة جداً من الأشخاص الذين يفتقدون إلى "اللوزة" تماماً، وهم غير قادرين بشكل كبير على تمييز تعابير الخوف. |