Hayatınıza sporu dâhil etmek sadece daha mutlu ve koruyucu bir hayat sürmenize değil, beyninizin tedavisi olmayan hastalıklardan korunmasına da yardım edecek. | TED | وهي، إنّ إدخال التمارين إلى حياتك لن يعطيك حياة سعيدة وأكثر إنتاجيّة فحسب، بل ستحمي دماغك أيضاً من الأمراض العضال. |
Önümüzdeki on yıllar, hastalıklardan korunma, genel sağlık ve yaşam kalitesi konularında | TED | إن العقود من الزمن الآتية ستشهد تقدما دراماتيكيا في الوقاية من الأمراض و الصحة العامة و جودة الحياة. |
Sistemi, yoğun CD-356 konsantrasyonu bir yana birçok eşsiz bileşimi de ihtiva ediyor. | Open Subtitles | بجانب أنه مساعد كبير فى معالجة العديد من الأمراض وهى مليئة بالمميزات والخصائص |
Fakat günümüzde hâlâ bazı bulaşıcı hastalıklar ve kanserin farkına varma ve teşhis koyma aşamalarında büyük zorluklar ile karşılaşıyoruz. | TED | لكننا ما زلنا نواجه اليوم تحديات كثيرة في كشف وتشخيص العديد من الأمراض التي تهدد الحياة مثل الأمراض المُعدية والسرطان |
O, hastalıklara ırksal yaklaşımı açıkladı ve farklı ırkların farklı hastalıklara sahip olduğunu, yaygın hastalıkları farklı şekilde deneyimlediğini açıkladı. | TED | وعزز المفهوم العرقي للمرض، بأن الأشخاص من أعراق مختلفة يعانون من أمراض مختلفة ويعانون من الأمراض الشائعة بشكل مختلف. |
ve insanları spektrumlar dolusu fiziksel ve ruhsal hastalıklara yatkınlaştırdığını. | TED | وتجعل الأشخاص عرضة إلى سلاسل كاملة من الأمراض الجسدية والعقلية. |
Şimdi bazı hastalıkların modelini oluşturabiliriz. Örneğin, Rahatsız Edici Bağırsak Sendromu. | TED | نستطيع الآن البدأ في صنع نماذج من الأمراض مثل متلازمة القولون المتهيج. |
Bulaşıcı hastalıklardan ellisi, insan dışkısıyla taşınıyor. | TED | إن خمسين نوع من الأمراض المعدية ينتقلون عبر قاذورات الإنسان. |
UNICEF, 2011’de beş yaş altı 6,9 milyon çocuğun önlenebilir, yoksulluk kaynaklı hastalıklardan öldüğünü bildirmiş. | TED | 6.9 مليون طفل دون سن الخامسة ماتوا من الأمراض القابلة للوقاية والمرتبطة بالفقر. تعتقد اليونيسيف أن هذه أخبار سارّة |
Önümüzdeki on yıl ve sonrasında hastalıklardan kurtulmak amacıyla iş birliği yapmak ve yeni bir sistem kurmak için inanılmaz bir fırsat var. | TED | هناك فرصة رائعة للعمل معًا لإنشاء نظام جديد للتخلص من الأمراض خلال العقد التالي وما يليه. |
Günde binlerce insan çeşitli hastalıklardan ölür. | Open Subtitles | الآلاف يموتون على أساس يومي من مجموعة متنوعة من الأمراض. |
Çoğu hastaneye baktığımızda birçok farklı hastalık için, bu büyük farkları görüyoruz. | TED | عندما ننظر إلى عدد من المستشفيات لعدد من الأمراض المختلفة، نرى هذه الفروق الكبيرة. |
Aşılar var olmadan önce, birçok bulaşıcı hastalık yıllar boyunca milyonlarca kişiyi öldürdü. | TED | قبل ظهور اللقاحات، كانت الكثير من الأمراض المعدية تفتك بملايين الأشخاص سنويًا. |
Bir zamanlar birçok hastalık, bilim onların biyolojik mekanizmalarını su yüzüne çıkarana kadar psikolojik sanıldı. | TED | فالكثير من الأمراض اعتبرت في البداية أنها سيكولوجية إلى أن جاء العلم ليكشف عن آلياتها البيولوجية. |
Geçen yıl 700.000 kişi dirençli bakterilere bağlı hastalıklar yüzünden hayatını kaybetti. | TED | خلال العام الماضي، مات حوالي 700,000 شخص من الأمراض ذات الصلة بهذه البكتيريا. |
Çocuklarımız hastalıklar, mayınlar ve zehirli gazlar yüzünden ölüyor. | Open Subtitles | يموت أطفالنا من الأمراض والألغام والغازات السامة |
Bunları bulaşıcı hastalıkları tedavi etmek ve ameliyattan kemoterapiye organ nakillerine kadar her şeyi güvenli bir şekilde kolaylaştırmak için kullanıyoruz. | TED | نستخدمها لعلاج الكثير من الأمراض المعدية، ولتسهيل كل شيء بشكل آمن من الجراحة إلى العلاج الكيميائي لزراعة الأعضاء. |
Evet. Üçüncü dünya ülkelerindeki korkunç hastalıkları iyileştirdim. | Open Subtitles | لقد عالجت الكثير من الأمراض الخبيثة في دول العالم الثالث. |
hastalıklara karşı korunmak için tüm bu insanlar neredeyse tamamen sürü bağışıklığına bağlıdır. | TED | ويعتمد كل هؤلاء الأشخاص بشكل حصري على "المناعة الجماعية" ليحموا أنفسهم من الأمراض. |
Ortağım Ron Motley ve ben Mississippi eyaleti adına sigara bağlantılı hastalıkların tedavi masraflarının karşılanması maksadıyla tütün sektörüne dava açtık. | Open Subtitles | لنحصل على تعويضات المساعدات الطبية لكي نعالج الناس من الأمراض المرتبطة بالتدخين لو أردت الكلام إلينا |
Walter Freeman gibi doktorlar bir miktar zihinsel hastalığı tedavi edebileceklerini iddia etmiş. | Open Subtitles | أطباء كـ والتر فريمان إدعوا أنهم قادرون على شفاء عدد من الأمراض العقلية |
Roma'da, haysiyet insanın ömrünü kısaltır... hem de hastalıktan daha garantili bir şekilde. | Open Subtitles | في روما الكرامة تجعل الحياة قصيرة حتى أسرع من الأمراض |