| Bu sabah herkesi Noel havasına girmiş olarak görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية الجميع فى روح العيد فى الصباح |
| Etrafındaki kadınlara hâlâ ilham verdiğini görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية أنّك ما زلت تُلهم ذلك في النساء من حولك |
| Tam aksine ortalık erkekler kulübüne dönmüştü değişiklik görmek güzel. | Open Subtitles | على العكس من ذلك، ستكون كَبَحَ لنادي الفتيان في هذا الانحاء، لذا من الجميل رؤية التغيير. |
| Tatlı Çinli gözlerini görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية هالعيون الصينية اللامعة التي لديك |
| Herkesin böyle çektiğini ve bu işi kotardığını görmek harikaydı. | Open Subtitles | كان من الجميل رؤية الجميع يتعاونون هكذا ويسحبون المقطورة هكذا |
| Bürokrasi kıvılcımını öldürmemeye çalışan bir çift görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية زوج مشغول بإبقاء شعلة البيروقراطية حية. |
| Bizim de onun üzerinde etkili olduğumuzu görmek güzel. | Open Subtitles | "كان من الجميل رؤية أنّ لنا تأثيراً عليه أيضاً" |
| Ama şu an bunları görmek güzel. | Open Subtitles | ولكنّه من الجميل رؤية هذه الآن |
| Bir şeyler hissedebildiğini görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية أنّك تشعرين بشيءٍ |
| Ailenin yeniden mutlu olduğunu görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية سعادة العائلة مجددًا. |
| Sana böyle düşkün olduğunu görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية كم هو مغرم بكِ |
| Naomi'nin iyilik için para ödediğini görmek güzel. | Open Subtitles | حسنا، من الجميل رؤية (نايومي) تدفع المال للأعمال الخيرية. |
| Bir dost yüzü görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية وجه ودود. |
| Bir dost yüzü görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤية وجه ودود |
| Tanrım, bunu görmek güzel! | Open Subtitles | مولاي، من الجميل رؤية هذا! |
| Yaşadığın yeri görmek harikaydı. | Open Subtitles | من الجميل رؤية المكان الذي تعيشين فيه |