Kamal’ı hatırlarsınız bambu bastonu tutuyordu. | TED | تتذكرون كمال في البداية عندما كان ممسكا بعصا من الخيزران |
Bakın bu bambudan bir bina. Aslında binaların hepsi bambu. | TED | وهنا مبنى من الخيزران كل شيء هنا من الخيزران |
Çok ciddiyim. Buraya bir renk vermelisin. Belki bambu mobilya alabilirsin. | Open Subtitles | أنا جادة ، عليك أن تبهج المكان قليلا ربما بعض الأثاث المصنوع من الخيزران |
Şu beyefendiden, bir tomar bambu satın almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول شراء ساق من الخيزران من هذا الرجل هنا. |
Dış çeperi bambudan örülmüş, içteki nüve ise taş ve sıkıştırılmış toprak. | TED | يتألف الهيكل الخارجي من الخيزران المحبوك والداخلي من الحجار والتراب المضغوط |
Bir keresinde bütün bambu mobilyalarımı yemiştin. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الوقت حينما أكلت أثاثي من الخيزران |
İki tane bambu parçası gibi gözüküyor ama değil. | Open Subtitles | اوه , إنها قطع من الخيزران , شيء كبير , صحيح ؟ |
Bazıları bambu ipekten iyidir et ise bambudan iyidir der. | Open Subtitles | بعض الناس تقول الخيزران أفضل من الحرير واللحم أفضل من الخيزران |
Eğer şu ormana gidip yeterince bambu toplayabilirsen... | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى الغابة وجمعت أكبر قدر من الخيزران |
İstihbarata göre ilerleyeceğiz, bambu çakışmasına göre değil. Eğer alınmazsanız, onbaşım. | Open Subtitles | سنتبع المعلومات الواردة, لا صليبًا مصنوعًا من الخيزران, إذا كنت لا تمانع أيها العريف. |
Evin büyük kısmında bambu kullanıldı. | TED | انه مبني تقريبا بالكامل من الخيزران. |
Yağmur suyu, kaynak suyu ve güneş ışığıyla beslenip büyür. 1.450 tür bambu dünyanın farklı bölgelerinde yetişiyor biz ise sadece bunun yedi türünü kullanıyoruz. | TED | و هو ينمو بالاعتماد على مياه المطر، مياه الينابيع، و ضوء الشمس، و من بين ال 1450 نوع من الخيزران الذي ينمو حول العالم، فنحن نستخدم فقط 7 أنواع منها. |
Son zamanlara kadar, bambuları böceklerden korumak neredeyse imkansızdı, ve bu yüzden, bambu ile yapılmış olan şeyler artık yok. | TED | و لكن حتى مؤخرا، كان تقريبا من المستحيل حماية الخيزران من الحشرات بشكل أكيد، و لذلك، تقريبا كل ما تم بنائه من الخيزران قد اختفى. |
Uzun zaman önce, ben, küçük bir çocukken bambu ve samanla kulübe yapardık. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا صغير ...منذ زمن بعيد مضى كنا نعمل سقيفة من الخيزران والقش |
Ne yazıkki yanımda bambu gezdiriyorum. | Open Subtitles | أخشى أن هذا مجرد سيف من الخيزران |
Bu bambu parçasını ne yapayım? | Open Subtitles | ماذا تفهم من هذه القطعة من الخيزران ؟ |
...yani bir tür "bambu Pentagon" olduğu tahminine dayanıyordu ki bunun asla olmadığı kanıtlandı. | Open Subtitles | ،"نوعاً من "الخيزران البنتاغوني الذي ثبت بأنه غير موجودة على الإطلاق |
İstersen armut koltuk al ister ahşap sandalye, ister bambu sandalye. | Open Subtitles | كراسي جلوس... دينامركية العصرية، أو من الخيزران |
Solar panellerimiz, solar su ısıtma sistemimiz çift-sifonlu tuvaletlerimiz, bambu parkelerimiz var. | TED | ,وقد حصلنا على نظام الطاقة الشمسية الفولط-ضوئية، سخان المياه الساخنة بالطاقة الشمسية، مراحيض مزدوج الدفق، و أرضيات من الخيزران. |
Bu, bambudan yapılmış jeodezik bir kubbe. | TED | وهذه القبة الجيوديزية مصنوعة من الخيزران |