"من الدولة" - Translation from Arabic to Turkish

• ülkenin
• ülke dışına
• eyalet
• Ülkeden
• devlet

Yüzyıllar süren çatışmaya yol açarak ülkenin dini kurumlarını kökünden yok etti ve İngiliz Kilisesini Roma'dan ayırdı.
قام باجتثاث أصول الدين من الدولة وكسر الصلة بين كنيسة إنجلترا بعيداً عن كنيسة روما، مما أدى إلى قرون من الفتنة.

Uganda hâlâ ülkenin kuzey bölümünde ayaklanmayla uğraşıyor.
لا تزال أوغندا تكافح حركات التمرّد في المنطقة الشمالية من الدولة.

Beni ülke dışına çıkarabileceğinizi söyledi.
أخبرني فقط إنه يريدني أن أهرب بكم جواً من الدولة

Zamani 36 saat içinde ülke dışına çıkmak istiyor.
يريد أن يخرج من الدولة في غضون 36 ساعة

Yani, coğrafi olarak içinde bulunduğu ülkenin kepenk kapattıran mevzuatlarından bağımsız bir eyalet istiyorum.
ولاية ملكية منيعة ضد التعليمات القاتلة للعمل من الدولة الموجودة بها جغرافياً

Bu bina, içindeki Ülkeden 1 00 yıl daha eski.
هذا المبنى أقدم بمئة سنة من الدولة التي يوجد فيها

Ama çok daha farklı olabilir, çünkü bu, devlet destekli tesislere erişimi olan tesisler konsorsiyumların ciddi hizmet yatırımını teşvik edebilirdi.
لكنه سيكون أمرا جد مختلف، لأن الوصول إلى تلك المرافق المدعومة من الدولة قد يحفز هذا الائتلاف للاستثمار بجدية في الخدمة.

Evet, ama... ülkenin herhangi bir köşesinde öldürebilirdi...
نعم لكن , بإمكانه القتل في اي ضاحية من الدولة

ülkenin çeyreği Dublin'e Tanrı'nın Sofrası'na gitmeyi planladığı zamanlar diğer yüzde 75'lik kesim radyolarını Athlone'a ayarlıyordu.
و عندما يكون ربع الدولة سيذهبون إلى دوبلين لحضور المؤتمر الكاثوليكة و باقي السكان من الدولة سيستمعون عبر الراديو

- Lexie, annemin bir ilişkisi vardı sonra da çocuğunu alıp ülkenin öbür ucuna yerleşti.
-ليكسي ", أقامت والدتي علاقة مع غيره " وبعدها أخذت طفلته إلى الجانب الآخر من الدولة

Sensörler görmeden ülke dışına bir şey çıkartmalıyım.
اسمعي ، أريد... ـ أريد أن أُخرج شيئا ما من الدولة دون أن يراه المراقبون

Beni ülke dışına çıkarman gerek.
{\pos(190,210)}عليك أن تخرجني من الدولة

Üzerinize ayakkabılar basacak, çocuklar sizi maytaplara bağlayacak ve bazı sapıklar sizi bir bagaja tıkıp eyalet sınırının dışına çıkaracak.
الأحذية سوف تدعس عليكم، الأطفال سوف يربطونكم مع المتفجرات، بعض الأناس المعتوهين قد يضعونكم في صناديق السيارات ويقومون بتهريبكم من الدولة.

Bölge polisi, eyalet polisleriyle ortak çalıştıklarını dile getirdi.
وفقا لPD المحلي، كل من الدولة وPD المحليين يتعاونون.

Görünüşe göre eyaletten kaçmış. Büyük ihtimalle Ülkeden de.
يبدو بأن فر من الدولة سيدتي ربما من البلاد

Kazanmadığı milyonlarla Ülkeden çıkmak isteyen biri sahte pasaport hazırlamış.
حسناً، إذاً شخص ما قام بإنشاء جواز سفر مزيف من أجل الخروج من الدولة بالملايين التي لم يربحوها

Onun öncülük ettiği programlarının 10'u... ...şu an hükümet tarafından finanse edilen bir devlet politikasıdır.
10 من برامجها التي نالت الريادة فيها. الآن أصبحت سياسات حكومية وتلقى الدعم من الدولة.

Sadece, devletin yasakladığı ve cezası ölüm olan... görüşlere sahip olduğunuz için değil, bu görüşleri devlet hizmetinde çalışanlara... salık verdiğiniz için suçlusunuz.
ليس فقط لاعتناق آراء محظورة من الدولة و التى عقوبتها الموت و لكن للموعظة بهذه الآراء لرجال أقسموا على خدمة الدولة