Çocuklarına o kadar baskı yapıyorsun ki, tuzla buz oluyorlar. | Open Subtitles | تضع الكثير من الضغوط على أطفالك بحيث يتدمرون |
O kadar baskı vardır ki ellerinin her an patlayacağını hissedersin ama merak etme Gray. | Open Subtitles | من الممكن تولد الكثير من الضغوط تٌشِعرك أنك ستنفجر |
Birine bir bonsai veya bir orkide bırakıp bu kadar baskı yaratmamalısın. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك شخص مع بونساي والسحلية -و وضع المزيد من الضغوط عليه. |
Söylemem gerek, bu üzerimde çok baskı oluşturuyor. | Open Subtitles | علي ان أخبرك هذا يضع الكثير من الضغوط علي |
Sanırım başarısız olursan birinin işini kaybedeceği gerçeği baskı oluşturuyor. | Open Subtitles | انا اعتقد انه هنالك الكثر من الضغوط انه لو فشلت احدهم سيخسر وظيفته |
Çok fazla baskı oluşturuyor. | Open Subtitles | انه الكثير من الضغوط. |
Ama bu diğer tanıkları daha da baskı altına sokacak. | Open Subtitles | هذا يضع مزيد من الضغوط على الشهود الآخرين |
Çok çalışıyor ve çalıştığı zaman bazen stresli oluyor ve çok baskı altına girdiğinde çok içiyor. | Open Subtitles | إنهُ يعمل بجهد كبير وأحياناً يتعرض للضغط وعندما يكون تحت الكثير من الضغوط يشربُ كثيراً |
O kadar baskı vardır ki ellerinin her an patlayacağını hissedersin ama merak etme Gray. | Open Subtitles | من الممكن تولد الكثير من الضغوط تٌشِعرك أنك ستنفجر ولكن لا تقلق، (غراي) سوف تموت قريباً |
- Çok baskı oluşturuyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الضغوط |
Çok baskı altına girdim ve vurdum. | Open Subtitles | أنا تحت الكثير من الضغوط ، و أخطأتُ |