"من الضوء" - Translation from Arabic to Turkish

    • ışık
        
    • ışığın
        
    • ışığı
        
    • ışıktan
        
    • Işıktan gelen
        
    • FTL
        
    • parlak
        
    • ª Işıkdan
        
    Ve tıpkı az önce gördüğünüz gibi, bu ışık bantlarını üretebilir. TED مثل هذا الذي ظهر الآن ويمكن ان يتنج حزماً من الضوء
    Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. TED ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله.
    Tarif edemiyorum... parlayan bir ışık, duman veya başka bir şey... tümseğin orada alışılmadık bir şeyler... olduğunu hissetmeme yol açtı. Open Subtitles أنا غير قادر تماما على وصفها ومضة من الضوء أو الدخان أو شيء مما أشعرنى بأن شيئا ما خارج عن المألوف
    Daha önce ışığın bu kadar parlak olduğunu, karanlıkla birleştiğini hiç hissetmemiştim. Open Subtitles أنا لم أشعر من قبل بهذا الشعاع من الضوء القبلات تزيح الظلام
    Bir ışığı var çünkü genellikle vücudumuzun içinde çok fazla ışık yok. TED ويوجد ضوء، لأنه عادة، لا يوجد الكثير من الضوء داخل أجسادنا.
    Zamanda yolculuğun sırlarını araştırmada kaçınılmaz olarak warp sürüşü fikri ya da, diğer stratejilerle karşılaşacağız; ışıktan hızlı yolculuk fikri doğrultusunda... Open Subtitles ، في بحثنا عن أسرار السفر عبر الزمن سنلتقي لا محالة بفكرة محرك الاعوجاج أو تقنيات أخرى للسفر أسرع من الضوء
    Işıktan gelen enerji, Charlie. Open Subtitles إنها طاقة من الضوء يا تشارلي
    Ama benim hayaletim ise öldüğünü ve sonra bir ışık çakması gördüğünü söyledi Open Subtitles ولكن شبحي قال انه مات وبعد ذلك كان هناك وميضا كبيرا من الضوء
    Ve ağaçların arasından göz kırpan güneş, sadece bir ışık demetidir. Open Subtitles والشمس التي تختلس النظر عبر الأشجار إنها فقط شعاع من الضوء.
    Sonra sen geliyorsun ve ufak bir ışık parlamasıyla sonsuza kadar sönüyor. Open Subtitles ومن ثم تأتي أنت وذلك الوميض الصغير من الضوء يتم إخماده للأبد
    İlk ışık parıltısını görür ve o andan üç gün sonraya kadar havanın nasıl olacağını bilirdi. TED انه يرى اول بصيص من الضوء وهو يعلم كيف سيكون الطقس في ال3 ايام القادمة
    Ve, demek istediğim burada gördüğünüz şey çok muhteşem -- ne kadar ışık gökyüzüne gidiyor ve yeryüzüne dönmüyor. TED أترون .. أعني انه مذهل تماماً .. ماترونه هنا أترون كيف يذهب الكثير من الضوء إلى السماء ولايصل أبدا إلى الأرض.
    Okyanuslarda bile, daha iyi bir yaşam uğruna hayvanların da hayatını etkileyebilecek çok miktarda ışık yaratıyoruz. TED حتى في المحيطات ، نحن نخلق الكثير من الضوء والذي يمكن ان يؤثر على الحياة الحيوانية فقط من اجل ان نزيد فحسب من رفاهيتنا
    Işıkları zar zor zamanında söndürdüm ki siz şu örgü tel ekranına vuran ve sonra sadece parlayan ışık kütlelerini görebilesiniz. TED بالكاد استطعت ان التقط هذا الضوء سوف ترون هذه الومضات من الضوء التي ترتطم بالشاشة الحساسة ومن ثم تشع
    Bu ışık tellerini üretir, muhtemelen bir tür savunma olarak. TED انها تنتج حزماً من الضوء كنوع من انواع الدفاع عن النفس
    Fizeau belli aralıklarşa ışık göndermek için bu çözümü bulmuştu. TED كان هذا حل فيزو لإرسال نبضات منفصلة من الضوء.
    Aydınlatma tabakası çok fazla ışığın içeri girmesine sebep olur, ...bu mesafeden öğlen vakti tam bir görüş sağlamaları çok zor olur. Open Subtitles الطلاء يحجب الكثير من الضوء المارّ من خلاله، سيكون من الصعب جداً عليهم أن يروا، بشكل جيد من هذه المسافه في الظهيرة.
    Bunu yapınca, artık ışığın, soğutmanın ve gökle o kritik bağlantının estetik ve tasarım yararlarını elde edersiniz. TED إن فعلت، تحصل على الجمالية وفوائد التصميم من الضوء والبرودة وذلك الاتصال المباشر مع الجنة.
    Bu, binanın içindeki ışığı kullanarak dışarıyı aydınlatan küçük renkli camlarla tamamlanıyor. TED ويستكمل ذلك بقطع الزجاج الملونة الصغيرة والتي تستفيد من الضوء من داخل المبنى لتضيء المبنى في الليل
    Peki tamam. Kırmızı ışık, mavi ışıktan daha sıcaktır. Open Subtitles حسناً, الضوء الأحمر أسخن من الضوء الأزرق
    Işıktan gelen enerji, Charlie. Open Subtitles إنها طاقة من الضوء يا تشارلي
    Yinelenen 36.7 FTL faktörüyle kuantum tüneli açarak. Open Subtitles عن طريق نفق كمي بوجود معامل أسرع من الضوء بسرعة دوران 36.7
    ♪ Işıkdan gizlenirken aşk için doğru zaman ♪ ♪ Aşkımız düşüşte, İç çekmemeliyiz ♪ ♪ Utan, utan, utan ♪ ♪ Oldukça çok utanmalısın ♪ Open Subtitles ♪ نختبئ من الضوء عندما الحب هو الصحيح ♪ ♪ الحب في منخفضة، علينا أن نحافظ بعيدا عن الأنظار ♪ ♪ العار والخزي والعار ♪

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more