Ve tıpkı az önce gördüğünüz gibi, bu ışık bantlarını üretebilir. | TED | مثل هذا الذي ظهر الآن ويمكن ان يتنج حزماً من الضوء |
Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. | TED | ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله. |
Tarif edemiyorum... parlayan bir ışık, duman veya başka bir şey... tümseğin orada alışılmadık bir şeyler... olduğunu hissetmeme yol açtı. | Open Subtitles | أنا غير قادر تماما على وصفها ومضة من الضوء أو الدخان أو شيء مما أشعرنى بأن شيئا ما خارج عن المألوف |
Daha önce ışığın bu kadar parlak olduğunu, karanlıkla birleştiğini hiç hissetmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أشعر من قبل بهذا الشعاع من الضوء القبلات تزيح الظلام |
Bir ışığı var çünkü genellikle vücudumuzun içinde çok fazla ışık yok. | TED | ويوجد ضوء، لأنه عادة، لا يوجد الكثير من الضوء داخل أجسادنا. |
Zamanda yolculuğun sırlarını araştırmada kaçınılmaz olarak warp sürüşü fikri ya da, diğer stratejilerle karşılaşacağız; ışıktan hızlı yolculuk fikri doğrultusunda... | Open Subtitles | ، في بحثنا عن أسرار السفر عبر الزمن سنلتقي لا محالة بفكرة محرك الاعوجاج أو تقنيات أخرى للسفر أسرع من الضوء |
Işıktan gelen enerji, Charlie. | Open Subtitles | إنها طاقة من الضوء يا تشارلي |
Ama benim hayaletim ise öldüğünü ve sonra bir ışık çakması gördüğünü söyledi | Open Subtitles | ولكن شبحي قال انه مات وبعد ذلك كان هناك وميضا كبيرا من الضوء |
Ve ağaçların arasından göz kırpan güneş, sadece bir ışık demetidir. | Open Subtitles | والشمس التي تختلس النظر عبر الأشجار إنها فقط شعاع من الضوء. |
Sonra sen geliyorsun ve ufak bir ışık parlamasıyla sonsuza kadar sönüyor. | Open Subtitles | ومن ثم تأتي أنت وذلك الوميض الصغير من الضوء يتم إخماده للأبد |
İlk ışık parıltısını görür ve o andan üç gün sonraya kadar havanın nasıl olacağını bilirdi. | TED | انه يرى اول بصيص من الضوء وهو يعلم كيف سيكون الطقس في ال3 ايام القادمة |
Ve, demek istediğim burada gördüğünüz şey çok muhteşem -- ne kadar ışık gökyüzüne gidiyor ve yeryüzüne dönmüyor. | TED | أترون .. أعني انه مذهل تماماً .. ماترونه هنا أترون كيف يذهب الكثير من الضوء إلى السماء ولايصل أبدا إلى الأرض. |
Okyanuslarda bile, daha iyi bir yaşam uğruna hayvanların da hayatını etkileyebilecek çok miktarda ışık yaratıyoruz. | TED | حتى في المحيطات ، نحن نخلق الكثير من الضوء والذي يمكن ان يؤثر على الحياة الحيوانية فقط من اجل ان نزيد فحسب من رفاهيتنا |
Işıkları zar zor zamanında söndürdüm ki siz şu örgü tel ekranına vuran ve sonra sadece parlayan ışık kütlelerini görebilesiniz. | TED | بالكاد استطعت ان التقط هذا الضوء سوف ترون هذه الومضات من الضوء التي ترتطم بالشاشة الحساسة ومن ثم تشع |
Bu ışık tellerini üretir, muhtemelen bir tür savunma olarak. | TED | انها تنتج حزماً من الضوء كنوع من انواع الدفاع عن النفس |
Fizeau belli aralıklarşa ışık göndermek için bu çözümü bulmuştu. | TED | كان هذا حل فيزو لإرسال نبضات منفصلة من الضوء. |
Aydınlatma tabakası çok fazla ışığın içeri girmesine sebep olur, ...bu mesafeden öğlen vakti tam bir görüş sağlamaları çok zor olur. | Open Subtitles | الطلاء يحجب الكثير من الضوء المارّ من خلاله، سيكون من الصعب جداً عليهم أن يروا، بشكل جيد من هذه المسافه في الظهيرة. |
Bunu yapınca, artık ışığın, soğutmanın ve gökle o kritik bağlantının estetik ve tasarım yararlarını elde edersiniz. | TED | إن فعلت، تحصل على الجمالية وفوائد التصميم من الضوء والبرودة وذلك الاتصال المباشر مع الجنة. |
Bu, binanın içindeki ışığı kullanarak dışarıyı aydınlatan küçük renkli camlarla tamamlanıyor. | TED | ويستكمل ذلك بقطع الزجاج الملونة الصغيرة والتي تستفيد من الضوء من داخل المبنى لتضيء المبنى في الليل |
Peki tamam. Kırmızı ışık, mavi ışıktan daha sıcaktır. | Open Subtitles | حسناً, الضوء الأحمر أسخن من الضوء الأزرق |
Işıktan gelen enerji, Charlie. | Open Subtitles | إنها طاقة من الضوء يا تشارلي |
Yinelenen 36.7 FTL faktörüyle kuantum tüneli açarak. | Open Subtitles | عن طريق نفق كمي بوجود معامل أسرع من الضوء بسرعة دوران 36.7 |
♪ Işıkdan gizlenirken aşk için doğru zaman ♪ ♪ Aşkımız düşüşte, İç çekmemeliyiz ♪ ♪ Utan, utan, utan ♪ ♪ Oldukça çok utanmalısın ♪ | Open Subtitles | ♪ نختبئ من الضوء عندما الحب هو الصحيح ♪ ♪ الحب في منخفضة، علينا أن نحافظ بعيدا عن الأنظار ♪ ♪ العار والخزي والعار ♪ |