"من الغباء" - Translation from Arabic to Turkish

    • aptalca
        
    • aptalcaydı
        
    • aptal
        
    • aptallık
        
    • çok saçma
        
    • salaklık
        
    • çok salakça
        
    • saçmaydı
        
    • aptallıktı
        
    • aptallıktır
        
    Ona öldüğünü söylemenin aptalca olduğunu demiştim. İyi, sen dene. Open Subtitles قلتُ أنّه من الغباء إخباره أنّه ميّـت، حسناً فلتجرّب أنت
    Kendimizi alışveriş merkezlerine çekmek için tonlarca metal, cam ve plastik kullanmamız aptalca. TED من الغباء أن نستخدم 2 طن من الزجاج والمعدن والبلاستيك لحمل أنفسنا من البيت الى السوق.
    Buraya gelmem çok aptalcaydı. Bunu neden yaptım, bilmiyorum. Open Subtitles من الغباء ، قدومي إلى هنا لست ادري لماذا أتيت
    Birisinin bu tür saçmalıklara inanması için ne kadar aptal olması gerekir ki? Open Subtitles كيف من الغباء ان شخص ما عليه تصديق الكثير من الهراء مثل كذا
    Fielding, bu kadar kazanmaya yakınken kampanyayı bir kenara atmak aptallık. Open Subtitles من الغباء جداً تركك تمر بهذه المنافسة وحدك وأنت على أعتابها.
    Bak şimdi, bence gün gün bunu yaşamak çok saçma. Open Subtitles حسنٌ .. انظروا .. أظن أنه من الغباء أن نتبع نظام يوم ٍ بيوم
    İşi ben batırmış olsaydım, bunu söylemem salaklık olurdu, değil mi? Open Subtitles من الغباء أن أقوم بإفساد تلكَ الصفقة, صحيح؟
    Salak... İnsanların ellerine silah alıp böyle davranması çok salakça. Open Subtitles من الغباء أن يتصرف الناس بطريقة السلاح هذة
    İçme suyunu Fiji'de plastik şişelere koyup buraya taşımamız aptalca. TED من الغباء أن نضع المياه في قوارير بلاستيكية نعبئها في 'فيجي' ونرسلها الى هنا.
    Bütün bunların ardından, zihinsel enerjiyi boşa harcamak sizce de aptalca olmaz mı? TED بعد كل هذا، ألا تعتقد أنه من الغباء إضاعة الطاقة العقلية؟
    Fakat geleceğimizin mühürlendiğini söylemek de aptalca. TED ولكن من الغباء أيضا القول بأن مصيرنا مختومٌ.
    Her zaman bilimin ve evliliğin uyumsuzluğuna inandım fakat genellemeye inanmak da aptalca olur. Open Subtitles أعتقد دائما العلوم و الزواج يكون غير متوافق ولكن من الغباء أن نعتقد في التعميم.
    Evdeki tek hizmetçiyi öldürmek çok aptalca. Open Subtitles من الغباء قتل الخادم الوحيد فى هذا البيت
    aptalca. Silahı gören değişiyor. Open Subtitles من الغباء أن يتصرف الناس بطريقة السلاح هذة
    Aynı binada çalışırken birbirimizi görmezden gelebileceğimizi düşünmek çok aptalcaydı. Open Subtitles انه من الغباء اننا قررنا اننا نستطيع ان نتفادى بعضنا و نحن نعمل في نفس المبنى
    Bana göre, geleneksel düğün yapmak aptalcaydı, çünkü bakire değildim. Open Subtitles بالنسبة لي، كان من الغباء أن أقيم عرساً أبيضاً، لأنني لم أكن بكراً
    Maske takmadan beni tanıyan birisini kaçırmaya çalışacak kadar aptal mıyım ben? Open Subtitles كم من الغباء سيكون أن أحاول خطف شخص يعرفنى بدون إرتداء قناع؟
    Söylediklerimde sahte bir şeylerin olduğunu anlamaması aptallık olurdu. Open Subtitles كانت من الغباء ألا تحس أن هناك خـلل في حياتي
    Uyumayı düşünmem bile çok saçma çünkü sen benim üstümsün ve yerini doldurmam lazım. Open Subtitles حسنا, لقد كان من الغباء ان اواصل النوم طالما انتي مسؤولة عني, لذا اتيت لأغطي عملك
    İşi ben batırmış olsaydım, bunu söylemem salaklık olurdu, değil mi? Open Subtitles من الغباء أن أقوم بإفساد تلكَ الصفقة, صحيح؟
    Gençken, filmler izliyordum, çok salakça olduğunu düşünüyordum daima. Open Subtitles عندما كنت صغيراً شاهدت الأفلام اعتقدت دائماً أنهُ كان من الغباء بحيث
    Yönteminiz çok saçmaydı zaten. Open Subtitles هل تعرف لماذا؟ كان لديك شيء من الغباء بحيث على أي حال.
    Beni bekleyeceğini düşünmek aptallıktı. Open Subtitles كان من الغباء أن أعتقد أنك ستظلين في انتظاري
    Birinin kendini feda etmesi aptallıktır. Ne uğruna? Open Subtitles إنه من الغباء أن يضحي المرء بنفسه لماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more