Bu videodan bir görüntü. | TED | وهذه لقطة ثابتة من الفيديو الذي صُور هناك. |
AD: Ve o pencerenin dışından kaydedilen sessiz videodan kurtarmayı başardığımız ses şöyle. | TED | وهذا ما أمكننا إستعادته من الفيديو الصامت الذي صورناه من الخارج من خلف تلك النافذة |
Bu videodan elde edilen parayla, sınıfımızdaki öğrencilere, kutulu oyunlarını yapmalarını sağladık. | TED | مع المال المتحصل من الفيديو المنتشر كنا قادرين على السماح للطلاب في الفصول لدينا بأن يصنعوا جميعًا العابهم في صندوق. |
Ana Videodaki hareketi transfer ederseniz tüm diğer modellere uygulayabilirsiniz. | TED | إذا قمت بنقل الحركة من الفيديو المُدخل، يمكننا في الواقع قيادة المجموعة بأكملها. |
Videodaki hatunun dövmesine benziyor. | Open Subtitles | لا , هذا يشبه الذي على الفتاة من الفيديو |
Videodaki adam Ali'nin sahte kaçıranı mı sence? | Open Subtitles | ماذا، أنت تعتقدين أن الرجل من الفيديو في فناءك الخلفي هو مختطف آلي المزيف؟ |
Gördüğünüz gibi bir video verisine ve altı-yedi dakikalık bir video sonunda Dylan yülzer e dahil olmak üzere şekilleri ayırt etmeye başladı. | TED | و بإعطاءه هذا النوع من المعطيات المصورة فقط ستة أو سبعة دقائق من الفيديو يستطيع ديلان أن يبدأ في إستخراج أشكال متضمنا الوجوه. |
İşin bittikten sonra videonun bir kopyasını da karısına gönder. | Open Subtitles | عندما تنتهي تأكد من ان ترسل نسخة من الفيديو إلى ما تبقى من زوجته. |
videodan gelen laneti kaldırabilecek bir yol olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن هناك طريقه لترحل اللعنه من الفيديو |
Eminim ki, hayatın için savaşırken seni seyretmek beni eğlendirecek videodan sıvışabileceğimden bahsetmedim bile. | Open Subtitles | بالرغم من انه سوف يكون مسلي بمشاهدتك وانت تقاتل لحياتك مع الذكر انني استطيع ان اجمع ثروه من الفيديو |
videodan aldığım parmak izi, şu adamın çıktı. | Open Subtitles | المطبوعة تعافيت من الفيديو عادت إلى هذا الرجل. |
videodan öğrendiğimiz tek şey kadının kısa kahverengi saçları olduğu. | Open Subtitles | افضل ما حصلنا عليه من الفيديو هو امرأة ذات شعر بنى قصير |
Buradaki güvenliğin yüksek olduğunu videodan biliyorlardı | Open Subtitles | كانوا يعلمون عن الكاميرات الأمنية من الفيديو |
Videodaki o şeyler ciddi değildi. | Open Subtitles | ذلك النوع من الفيديو لا يأخذ على محمل الجد. |
Acaba ses dalgalarının nesnelerde yarattığı ince titreşimleri analiz ederek bu işlemi ters çevirir ve Videodaki sesi düzeltirsek, bunları üreten asıl sese dönüştürebilir miyiz? | TED | هل يمكننا قلب هذه العملية واسترجاع الصوت من الفيديو بواسطة التذبذبات الدقيقة والتي ينشؤها تموج الصوت في الأجسام، و نقل الصوت الذي ينتجهم. |
Videodaki kadın, Profesör Fairbanks'in öğrencilerinden. | Open Subtitles | لذا فإن امرأة من الفيديو هي واحدة من أستاذ فيربانكس " غراد students-- |
Videodaki adam bu. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل من الفيديو |
- Videodaki fahişe sensin! | Open Subtitles | أنت تلك العاهرة من الفيديو |
Burada bitirmeden önce size kısa bir video klip göstermek istiyorum tüm anlattıklarımı toparlıyor aslında. | TED | في الختام سانهي هذا بمقطع من الفيديو هنا سيفسر نوعا ما كل هذا |
Sayın Hâkim, savunma avukatı bununla ne ispat etmeye çalışıyor bilmiyorum ama bunun kayıtlara geçen videonun bir parçası olduğuna dair herhangi bir delil yok. | Open Subtitles | سيدي لا أعرف إذا كان محامي الدفاع يتوقع أن يبرهن هذا شيئاً ولكن لا يوجد دليل على أن هذا الفيديو هو جزء من الفيديو الذي تم تسليمه عرضه |