Burada tabii ki bir yol var, ki bu da gece geç saatlere kadar oturup bütün haberleri okuyarak bütün gerçekleri ezberlemek. | TED | هناك، بالطبع، طريقة واحدة، وهي الجلوس لوقت متأخر من الليل وتعلم كل الحقائق عن ظهر قلب من خلال قراءة كل هذه التقارير. |
Dün gece çıktığını ve başka bir gün öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | كان لديه وقت متأخر من الليل. إنه لن يقتل اليوم. |
gece uykusu kaçacak, camı çerçeveyi indirecek... yatağında hüngür hüngür ağlayacak... ya da yatağını ıslatacak olan ben değilim. | Open Subtitles | أعنى أنه لن يتوجب على البقاء لساعه متأخره من الليل ألكم فراغ النافذه أو أبكى لأنام أو أبلل فراشى |
Gecenin bu saatinde uzun ve karışık masallar anlatmanın sırası değil. | Open Subtitles | لا لمدة طويلة ، قصص معقدة فى هذا الوقت من الليل |
Durun bakalım! Gecenin bu saatinde kimse o bölgeye gidemez. | Open Subtitles | لا أحد سيتجول في المنطقة في هذا الوقت من الليل. |
Ve bazen, geceleri, onları dışarı çıkartıyoruz ve takdir ediyoruz. | Open Subtitles | وأحيانا، لساعة متأخرة من الليل نحن نخرجها و نعجب بها |
Daniel bu hafta seni gece geç saatlere kadar salmadı. | Open Subtitles | إن دانيال يبقيك للعمل لساعات متأخرة من الليل هذا الأسبوع |
Kutlama için komutanı ona ve arkadaşlarına bu gece izin vermiş. | Open Subtitles | فقرر الضابط المشرف عليه إعطاءَه هو وأصدقاءَه جزءًا من الليل للاحتفال |
Herşey birkaç yıl önce başladı, bir gece geç bir saatte metroda eve giderken o arada düşünüyordum. | TED | وجميعها بدأت منذ عدة سنوات، في وقت متأخر من الليل عندما كنت جالسة في مترو الأنفاق، متوجهة إلى البيت، وكنت أفكر. |
Gramercy Park Otel'de kalıyordunuz, gece geç saatte Scotch viski içebiliyordunuz, harika, akıllı, havalı insanlarla. | TED | والحصول على إقامة في فندق غرامرسى بارك، حيث تستطيع شرب السكوتش في وقت متأخر من الليل مع أشخاص لطفاء، أذكياء ومتباهين. |
gece geç saatlere kadar sanatın siyasetteki, siyasetin de sanattaki rolü hakkında konuşurduk. | TED | حتى في وقتٍ متأخرٍ من الليل أدرنا نقاشاتٍ حولَ دور الفنّ في السياسة ودورِ السّياسةِ في الفن. |
gece geç vakitlere kadar vicdanımı sorguladım sırf bu karışık durumdan çıkayım diye. | Open Subtitles | إستجوبت ضميري خلال الساعات العميقة من الليل فقط للصحوة في التشويش الأعظم دعني أَذهب هم ينتظرونني للرقص |
gece birkaç saat için, kafan huzurlu olsun. | Open Subtitles | لبضع ساعات من الليل دع عقلك يعيش فى سلام |
Ve sen birşey söylemeden önce söyleyeyim, Gecenin köründe zamanı ölçmek için uğraştım. | Open Subtitles | و قبل أن تقول أي شيء لقد وصلت في الوقت المناسب من الليل |
Gecenin bu vaktinde burada olmak iyi bir fikir mi sence? | Open Subtitles | أتظنين أن وجودك هنا في هذا الوقت من الليل فكرة جيدة؟ |
Gecenin başka bir vaktinde kalkıp onu kontrol ettiniz mi? | Open Subtitles | هل استيقضتي في اي وقت من الليل للإطمئنان عليه ؟ |
Gecenin bu saatinde iyi bir şey değildir. Ödevlerini bitirdin mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون شيئًا صالحًا في هذا الوقت من الليل |
Gecikme, beni ayakta tutma, Gecenin garip saatlerinde ayrılma çeşitli hipotezleri düşündürüyor. | Open Subtitles | تاخر، انتظار، تركي في ساعات متأخرة من الليل تشير إلى افتراضات عديدة |
Gecenin ilerleyen saatlerinde tek başına ya da kafan karışıksa sanırım. | Open Subtitles | ربّما في وقت متأخر من الليل اذا كنت وحيداً أو محتار |
Annem geceleri geç saatlere kadar eve dönmemi bekliyor. | TED | اعتادت أمي أن تنتظرعودتي حتى ساعة متأخرة من الليل |
Sonra, kadınlarımız geceleri dışarıda olacaklar gözleri camlaşmış, göbekleri tanrı bilir neyle dolu. | Open Subtitles | التالى , ان نسائنا سيبدئون التجول . فى وقت متأخر من الليل العيون اكثر شبها بالزجاج , والبطون ممتلئة والله يعلم ذلك |