"من الماء" - Translation from Arabic to Turkish

    • sudan
        
    • su
        
    • suyun
        
    • suya
        
    • suyu
        
    • suyla
        
    • suyunu
        
    • iki
        
    • Suda
        
    • suyumuz
        
    • sular aktı
        
    Yüzeye çıktım ve o an tek istediğim şey sudan çıkmaktı. TED وخرجت حينها وكل شيء في بالي كان ان اخرج من الماء
    Buhar, sudan 1000 kat fazla hacme sahiptir bu nedenle muhafaza binalarının boyutları rektöre göre çok daha büyüktür. TED يأخذ البخار حيزاً أكبر من الماء السائل ب1000 مرة لذا تصبح بناية الاحتواء النووي كبيرةً جداً مقارنة بحجم المفاعل.
    Ben yukarı çıkıp senin uyuduğunu görüp ona bildirinceye kadar sudan bile çıkamazdı. Open Subtitles لم يكن يخرج من الماء إلا بعدما أصعد و أتأكد من أنك نائمة
    Birçok tarım ilacı, suni gübre ve çok fazla su kullanılır. TED إنه يستخدم الكثير من المبيدات، والكثير من الآسمدة والكثير من الماء.
    Gördüğünüz gibi su kahverengi, çamur ve petrol kahverengi ve hepsi birleştiğinde suyun içinde ne olduğunu görmek gerçekten çok zor. TED كما يمكنك رؤية اللون البني لكل من الماء والطين والنفط، لذا عندما تمتزج معا، يُصبح من الصعب رؤية ما يوجد بالماء.
    O zaman, üşütmeden sudan çık artık, seni koca aptal. Geliyorum. Open Subtitles حسناً, أخرج من الماء قبل أن تصاب بالبرد أيها الأحمق الكبير.
    Bir şeyin beni sudan çıkarıp ona geri verdiğini söyledi. Open Subtitles لقد رأى فى الواقع شيئاً يرفعنى من الماء ويأخذنى إليه
    Ve bu da suç mahallinde, cesedi sudan çıkarttıktan sonra çektikleri fotograf. Open Subtitles وهذه تمّ إلتقاطها من مسرح الجريمة مباشرةً بعد إنتشال الجثة من الماء
    Yani sen, bu köpek ayılarla ve kurtlarla dövüşüyor ama sudan korkuyor diyorsun. Open Subtitles إذاً أنت تقول أن هذا الكلب يحارب الدببة والذئاب ولكنه يخاف من الماء
    sudan oluşan pikselleri olan bir perde yaratıyorsunuz. TED قمنا بخلق ستارة مائية مع بكسلات مصنوعة من الماء
    Bu fiziksel pkselleri olan, sudan oluşan pikselleri olan ve piksellerin üzerine projeksiyon yapılmış binanın bir görüntüsüdür. TED هذه صورة أخرى للبناية ترون فيها البكسلات على طبيعتها ، مصنوعة من الماء ، مع اسقاط الضوء عليها.
    Ve tabi ki labirentteki hedefi sudan çıkıp bu ışık kalesinin altındaki küçük bir bölgeye gitmek. TED والهدف من هذه المتاهة هو حتما الخروج من الماء الى منصة صغيرة تقع في الجهة العليا
    GreenLab'da, tatlı sudan tuzlu suya uzanan altı temel ekosistem var. TED لدينا ستة نظم بيئية أساسية في معملنا الأخضر و التي تتدرج من الماء العذب و حتى الماء المالح.
    su ile kurulan aynı sistem, 10.000'e yakın bir Reynolds sayısına sahiptir. TED وبالمقابل فإن العيّنة نفسها من الماء تتمتّع بقيمة رينولد تصل إلى 10,000.
    Lütfen bir bardak su, gözüme birşey kaçtı, su serpmek istiyorum. Open Subtitles أريد قدحاً من الماء ، رجاءً لقد دخل شيء في عيني
    Görebildiğim kadarıyla çarpışmadan sonraki ilk 10 dakikada 5 metre su aldı. Open Subtitles لقد غمرتنا 14 قدم من الماء في أول عشر دقائق بعد الاصطدام
    Kırmızı botun bi parçası ve suyun bi parçası babam ne kadar üzgün olduğunu saklamaya çalıştı ama önemsiyordu. Open Subtitles جزء من القارب الأحمر وقليلاً من الماء حاولت أن لا يلاحظ والدي ذلك حتى لا يخيب أمله ولكنه لاحظ
    Bolca sıcak suya ihtiyacımız olacak. Ahıra koş ve makasımı getir. Open Subtitles سنحتاج للكثير من الماء المغلى أذهبى للحظيرة ، وأحضرى بعض الأغطية
    Bu ise 25 bin litre suyu işleyebiliyor. Bu dört kişilik aileye üç sene boyunca yetebilir bir miktar. TED سيقوم هذا بمعالجة 25 ألف لتر من الماء. هذا جيد جداً لأسرة مكونة من أربعة أشخاص، لمدة ثلاثة أعوام.
    Şehrin sakinleri günde yalnızca kişi başına 100 litre suyla sınırlandı. TED تم تقييد حصة السكان من الماء ب 100 لتر للشخص يوميًا.
    Her saat 1,000 ton deniz suyunu solungaclariyla süzer. Open Subtitles في الساعة الواحدة، تصفي من الماء ما مقداره ألف طن، خلال خياشيمها.
    Ve bu şey dünyada inşa edilen ikinci girdap, bir nehir üzerinde iki buçuk metre düşüşün içinde. TED وهذا الشئ هو ثاني دوامة يتم بناؤها في العالم، بضخ مترين ونصف من الماء على نهر.
    Sonra, kendisinin de aynı resifte, 10 metrelik Suda sıkışıp battığını söyler. Open Subtitles الآن، قال أنه إصطدم بالشعب المرجانية وغرق في 30 قدم من الماء.
    Oraya karanlık olmadan önce gidemeyeğiz ama yeterince suyumuz var ve herşey düzelecek. Open Subtitles ربما قد نصل قبل الظلام ولكن لدينا الكثير من الماء لذا سنكون بخير
    Köprünün altından çok sular aktı galiba öyle mi? Open Subtitles زوجتي السابقه رقم إثنان الكثير من الماء تحت هذا الجسر بينكم أنتم الإثنان، أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more