aynı ölçüde alan var. Son olarak bunun profilini çiziyorsunuz, ona bir oluk kesiyorsunuz. Bu oyuklar güzel bir manzara, ışık veren, | TED | إذا، مثلا، تسعى لعمل المبنى الذي يذهب يمينا إلى حافة الرصيف، إنه نفس القدر من المساحة. |
Halk kütüphanelerinin arta kalan son bedava kamusal alan olması dikkat çekiciydi. | TED | وكان الاعتراف بأن المكتبات العامة هي آخر ما تبقى من المساحة الحرة العامة |
Ve içeride 100 metrekarelik vakit harcamak için bir alan var. | TED | وهناك حوالي ال1000 قدم مربع من المساحة في الداخل. |
Çocukların oynayabileceği geniş arazileri olan büyük bir ev alırız. | Open Subtitles | سوف نشتري بيتاً كبيراً، مع الكثير من المساحة للأطفال. |
Hatırla ki bu boşluktan oluşan geniş alan Dünya'nın içindeki yaban mersinin içindedir, yani gerçekte greyfurtun içindeki atomlardır. | TED | تذكرون هذه المنطقة الشاسعة من المساحة الفارغة داخل العنيبة، والتي هي داخل الأرض، والتي هي في الحقيقة الذرات في الليمون الهندي. |
Alaska çocuklar için de harika bir yer. Oynayabilecekleri bir sürü yer var. | Open Subtitles | .و الاسكا منطقة جيدة بالنسبة للأطفال .توجد الكثير من المساحة ليلعبو بها |
Sevgili kardeşlerim bizler kadın hakları için daha fazla hak sahibi olmaları için çabalıyorduk kadınların toplum içinde daha fazla yer edinmesi için | TED | إخوتي وأخواتي الأعزاء، لقد كنا نسعى من أجل حقوق إضافية للمرأة وكنا نكافح كي نحصل على المزيد، المزيد من المساحة للنساء في المجتمع. |
Tahnit için yeterli alan ve havalandırma mevcut. | Open Subtitles | هناك ما يكفي من المساحة و التهوية ليضع جناحا لعمليات الحفظ |
Burada helikopterin inebileceği büyük bir alan var. | Open Subtitles | هُنالك الكثير من المساحة لإقلاع الطائرات بأمامي |
Evde senin için bol bol alan var ve çocuklar da teyzelerinin yanlarında olmasında mutlu olacaktır. | Open Subtitles | , هناك الكثير من المساحة الفارغة لك ِ في المنزل والأطفال سيحبون بأن تكون خالتهم حولهم |
Bakır hatlarda çok büyük miktarda kullanılmayan alan vardır. | Open Subtitles | هناك كمية كبيرة من المساحة الغير مستغلة في خطوط الكهرباء النحاسية |
Gelecek Salı saat 08:00'de, daha çok Kişisel alan! | Open Subtitles | المزيد من المساحة الشخصية الثلاثاء القادم الساعة الثامنة. |
Çünkü geriye dönük bir tutanak yazabilmeniz için sayfanın üzerinde pek fazla alan kalmamıştı. | Open Subtitles | لأن كان هناك القليل من المساحة في الصفحة بالنسبة لك لادخال المعلومات |
Güzel bir evin var. Oldukça geniş. | Open Subtitles | مكان جميل لديك هنا، الكثير من المساحة |
Güzel bir evin var. Oldukça geniş. | Open Subtitles | مكان جميل لديك هنا، الكثير من المساحة |
- Fazla geniş değil görüyorsunuz. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من المساحة في المكان. |
Bu mükemmel. Burası oldukça geniş. Harika. | Open Subtitles | هذا مثالى الكثير من المساحة هناك, رائع |
Yerimiz çok. Mesela şu hoparlörün yanında biraz yer var. | Open Subtitles | لدينا الكثير من المساحة هناك بعضها بجانب السماعة |
-o kadar üzerine gelmeyim diye düşündüm. -bu aile de yeterince yer var. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان اعطيك مساحة هذة العائلة اخذ الكثير من المساحة |
Mümkünse dolar ve mücevher olsun. fazla yer zaptetmemeli. | Open Subtitles | ولو كان بالإمكان بالدولارات والمجوهرات أنا لا أريده أن يأخذ الكثير من المساحة |
Dolar ve mücevher olarak lütfen. fazla yer kaplamamalı. | Open Subtitles | ولو كان بالإمكان بالدولارات والمجوهرات أنا لا أريده أن يأخذ الكثير من المساحة |