"من المصممين" - Translation from Arabic to Turkish

    • tasarımcılar
        
    • tasarımcılardan oluşan
        
    Ve lütfen, tasarımcılar, size sesleniyorum. TED ورجاء ، هل يوجد أي من المصممين في الجمهور.
    Sadece bazı tasarımcılar girebiliyor. Şanslısın. Open Subtitles فقط عدد معين من المصممين سيشاركون، أنتِ محظوظة
    İnsanlar, TV'nin 50 cm uzağına oturduğunda, tasarımcılar tarafından fark edilmeyeceği düşünülen yapay dokular onlara bakıyor olacak: gölge maskesi, tarama çizgisi ve diğerleri. TED الأن فجاة وضعنا الناس أمام التلفاز ب 18 بوصة وجميع الحقائق تشير الي انه ليس من المصممين من توقع ان يتم رؤية ان الجميع يحدقون فيه في لحظة واحدة قناع الظل وخطوط المسح وكل ذلك
    İnsanlar buna çabucak alıştı. Sonra tasarımcılardan oluşan bir ekip kurup onları Amerika'ya gönderdik. Ve onlara sadece bir bütçe, bir dizi bilgisayar çıktısı, bir zaman çizelgesi verdik. TED و كذلك إنضم الناس فيها. و جمعنا فريقاً من المصممين, و أرسلناهم الى أمريكا. و أعطيناهم ميزانية, و قائمة بالأشياء التي يجب عليهم أن ينجزوها, و جدول عمل, و لا شيء سوى ذلك.
    Bu bana gösterdi ki, sosyal sorumluluk sahibi tasarımcılardan oluşan ve dünyanın oldukça küçüldüğüne inanan bir halk hareketi var, birşeyleri değiştirmeye katkı sağlayabilme imkanımızın -- sorumluluğumuzun değil, imkanımızın -- olduğuna inanan. TED فما أراه أنه كان هناك حركة تحتية على نطاق واسع من المصممين المسؤولين إجتماعيا الذين يؤمنون فعلا بأن العالم أصبح أصغر بكثير، وأن لدينا فرصة -- وهي أكثر من مجرد عبء ولكن الفرصة -- للقيام بتغير حقيقي فعلا.
    Kolay olmadı. McQueen, mirası konusunda çok titizdi ve kariyeri boyunca küçük bir tasarımcı ve menajer grubu ile çalışmıştı, ama Andrew Londra'ya gidip yaz boyunca onlarla çalıştı, güvenlerini kazandı. Bu tasarımcılar onun göz alıcı gösterilerini yaratanlardı ve sanat çalışmaları yapmak onların hakkıydı ve müzede bir şeyler yaparak işe devam ettik. Sanıyorum bunu daha önce hiç yapmamıştık. TED ليس أمراً سهلاً. مكوين عمل خلال مسيرته مع فريق من المصممين والمدراء الحريصين على حماية إرثه لكن أندرو كسب ثقتهم من خلال عمله معهم أثناء الصيف في لندن كسب ثقة من صنع عروضه المبهرة من المصممين عروضه التي كانت أشبه بفن الأداء بأسلوبهم الخاص فاتفقنا أن نفتتح معرضاً لم نقم بمثله من قبل
    Bunlara dair en sevdiğim örnekler Afrika'da, ki burada yeni jenerasyon tasarımcılar insanların temiz akan sularından çok artık cep telefonlarına erişiminin olduğu ülkelerde, Florence Nightingale'in rüyası olan sağlık hizmetlerini iyileştirmek için inanılmaz Nesnelerin İnternet'i teknolojilerini geliştiriyorlar. TED والآن، بعض الأمثلة المفضلة لدي في هذه المنطقة من إفريقيا، إذ أن جيلاً جديداً من المصممين يطورون تقنيات لا تصدق في تقنيات إنترنت الأشياء لتحقيق حلم فلورنس نايتنغيل في تحسين الرعاية الصحية في بلدان أصبح العديد من الناس قادرين على الحصول على الهواتف المحمولة أكثر من حصولهم على الماء النظيف و الجاري.
    Böylece, yaptığımız, sadece bileğiyle çalışan sanatçılardan oluşan bir ekip yerine Amerika daki Arazi araçları fenomeninin varisini bulmak için yaratıcı tasarımcılar ve mühendislerden oluşan özgür bir ekip yaratmak oldu. TED أذاً, ما قمنا بفعله هو بدل أن يكون لدينا مجموعة من الفنانين يكونون رهن إشاراتك كما كان لدينا في السابق, قررنا أن ننشئ فريقاً من المصممين و المهندسين الموهوبين ليكتشفوا من تكون خليفة الـ اس يو في في أمريكا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more