"من الواضح أنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Belli ki
        
    • olduğu açık
        
    • Açıkçası
        
    • gibi ortada
        
    Belli ki, ruhunu benim ki kadar karartmamış. Open Subtitles حسناً، من الواضح أنّه لم يُدهم روحك مثلي.
    Belli ki seni bir çeşit tuzağa çekmeye çalışıyor. Open Subtitles من الواضح أنّه يحاول إستدراجكَ نحو شَركٍ ما
    Evet, ama Belli ki ne olduğunu çözemedi. Open Subtitles أجل ، ولكن من الواضح أنّه لا يمكنه حلّها
    Bunun senin en heyecan verici anın olduğu açık. Open Subtitles من الواضح أنّه أكثر الأحداث إثارة بالنسبة لك، فلا تضللنا.
    Açıkçası benim için önemliydi. Open Subtitles أختلف معكِ لأنّ من الواضح أنّه كان أمراً جللاً بالنسبة لي.
    Kurtulma şansımızın zayıf olduğunu düşünüyorum ama artık başka seçeneğimiz olmadığı gün gibi ortada. Open Subtitles أدرك أنّ فرص إنقاذنا ضئيلة، لكنّه لم من الواضح أنّه لم يعد لدينا خيار.
    Neyse, bizi haşat etmediğine göre Belli ki adamımız o değil. Open Subtitles على كلّ حال، لم يصبّ جام غضبه علينا، لذا من الواضح أنّه ليس شخصنا المنشود
    Belli ki, canı çok yanıyor. Open Subtitles ، أعني من الواضح أنّه يتألم وأعتقد أنّه سيكون من اللطـف
    Belli ki yaptığım şeyi yapmak için gerekli şeylere sahip değilsin. Open Subtitles من الواضح أنّه ليس لديك ما يلزم لفعل ما أفعله.
    Belli ki, üzerinde benim tırnağım yok. Open Subtitles من الواضح أنّه القلم الذي .يوجد ظفري بداخله
    Belli ki çok korkmuş ve ne yapacağından emin değil. Open Subtitles من الواضح أنّه خائف، وغير واثق ممّا ينبغي فعله.
    Cesedin duruşuna bak. Belli ki yukarı kaçmaya çalışıyordu. Open Subtitles أنظر إلى وضعية جسمه، من الواضح أنّه كان يصعد الدرج راكضاً لكي يخرج.
    Belli ki sen benim ona gönderdiğim mektubu görmemişsin. Open Subtitles من الواضح أنّه لمْ يقرأ الرسالة التي أرسلتها إليه.
    Belli ki birlikte olduklarından başka saklayacak daha çok şeyleri var. Open Subtitles حسناً، من الواضح أنّه كان لديهما الكثير لإخفائه أكثر من حقيقة أنّهما يُضاجعان بعضهما البعض.
    Belli ki bir sebepten sizi takip ediyor, ayrılmalıyız. Open Subtitles من الواضح أنّه يتتبعكما بطريقةٍ ما ، لنفترق
    Belli ki gözcü falan değil, elebaşıymış. Open Subtitles من الواضح أنّه ليس فتى كشّافة لكن إليك الضربة الكبرى
    İkinizin arasında bir şey olduğu açık ve seni terk etmiş ama belki bir tüyo verebilirsen kurabiye kavanozunu açmak için bilirsin? Open Subtitles حسناً، من الواضح أنّه كان بينكما علاقة، ولقد تخلّت عنك، ولكن ربّما بإمكانك مُشاركة نصيحة حول كيفية فتح جرّة الكعكة المُحلاّة، أنت تعلم؟
    Açıkçası evsizler için popüler bir yer. Open Subtitles حسنٌ، من الواضح أنّه مكانٌ . مشهور لدى المشرّدين
    Hayır, sadece tekrar bakıyorum, Açıkçası bir atın naviküler kemiği nakledilmiş. Open Subtitles كلا، الأمر أنّني عندما أنظر إليه مجدداً فهو من الواضح أنّه العظم الزورقي المقطوع لحصان.
    Bakın, birbirimizi sevmediğimiz gün gibi ortada zaten ben de gelmesem daha kolay... Open Subtitles أنظري، من الواضح أنّه ليس بيننا ما يستدعي هذا النفور، لذا ألنْ يكون من السهل...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more