Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz. | TED | وأكثر من نصف الأشخاص هنا كان سيعيش على أقل من دولار واحد في اليوم. |
Böylelikle, kâğıt, bakır şerit, ampul ve bir pille insanlar bu projeyi bir dolardan daha az maliyetle tamamlayabilir. | TED | فمع وجود الورق والشريط النحاسي والمصباح والبطارية، يمكنُ للاشخاص انجاز هذا المشروع بأقل من دولار |
Aman Tanrım! Eğer bizim masamızın tasarımını çalmışlarsa bizimki bir ve 50 dolardan daha değerli olmalı. | Open Subtitles | إذا كانوا قلدوها فهذا يعني أنها قيمتها أكثر من دولار و نصف |
İnsanlar, günde bir dolar gibi bir ücrete, bizim atıklarımızı ayırmaktadırlar. | TED | حيث يقوم الناس بالنبش في أشياءنا مقابل أقل من دولار يومياً |
Ama bakın. bir dolar ile 25 dolar arası yaşamanın şartları şuan yok buluyor, ve 2030'a kadar bakın ne kadar düzelir. | TED | ولكن انظر. الحالة التجريبية للعيش بأقل من دولار و 25 سنت متجه للأسفل، و انظروا إلى أين تتجه بحلول 2030. |
her ne kadar kanepe olsa da. Şayet mutfağı izlerseniz, görürsünüz ki, 1-10 dolar arasında kadınlar için büyük bir fark yok | TED | برغم وجود الأريكة. ولو شاهدنا المطبخ , سترون أن الفارق الكبير الذي تطلبه المرأه لا يأتي من دولار إلى عشرة. |
Günde bir dolardan daha az parayla yaşayan aileler var. Bu ailelerin parasını alamam. | Open Subtitles | هناك عوائل تعيش على أقل من دولار واحد يومياً لا أستطيع أخذ أموالهم |
Şu anda metrekaresini bir dolardan daha az bir miktara kiralıyorum. | Open Subtitles | حسنا الان انا اقوم بتاجيرها بأقل من دولار للمتر الواحد |
Bu ne anlama geliyor? Çok sık, dolar terimlerine bakarız -- günde bir veya iki veya üç dolardan daha az kazanan insanlar. | TED | ماذا يعني الفقر؟ لذاً دائماً، نحن نأخذ بقيمة الدولار-- الناس الذين يكسبون أقل من دولار أو أثنين أو ثلاثة يومياً. |
"Ne alırsan bir dolar"dan aldığım yeni çarşaflarım çok güzel görünüyor bir dolardan daha pahalıymış gibi ya da 2 veya 3 dolardan. | Open Subtitles | غطاء سريري الجديد من متجر "قيمة الأشياء أقل من دولار" فاخرة جداً، وكأن قيمتهم أكتر من دولار، |
"Bana ya özgürlük ver ya da ölüm!" Bu gayet güzel ve iyi bir şey, eğer ki durumunuz el veririse, fakat eğer günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyorsanız, hayatta kalmaya ve ailenizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla meşgul olursunuz Etrafta dolaşmakla zaman harcayarak, demokrasiyi ilan etmek ve savunmakla değil. | TED | " أعطني الحرية او اعطني الموت " هي مقولة جيدة اذا كنت تقدر على دفع الثمن و لكن اذا كنت تعيش باقل من دولار في اليوم انت مشغول جدا بمحاولة الصمود و توفير لقمة العيش لعائلتك من ان تقضي وقتك في محاولة نشر و الدفاع عن الدمقراطية |
Öğle yemeğine bir dolardan daha az harcıyoruz, peki. | TED | اذن نحن ننفق أقل من دولار , حسنا ! |
Evet. "Ne alırsan bir dolar"da güzel bir gün geçirdik. | Open Subtitles | أجل، لقد كان يوماً جيد في متجر "أقل من دولار". |
Saati bir dolar üzerine bir tartışmaydı. | Open Subtitles | كانت حجة تكلفنا أكثر من دولار في الساعه |
Max, "Ne alırsan bir dolar"dan aldığımız o yumuşatıcı top yüzünden. | Open Subtitles | يا إلهي يا (ماكس)! لقد كان منعم الأقمشة ذاك من متجر "أقل من دولار". |
Bu her gelirden insanların sayısı, günde 1 dolardan itibaren — (Alkış) Gördünüz mü burda bir tepe var, günde bir dolar civarında, birde burda bir tepe var, 10 ile 100 dolar arasında bir yerde. | TED | عدد من الناس على كل دخل، من دولار في اليوم -- (تصفيق) انظروا، كان هناك حدبة واحدة هنا، حول دولار يوميا، وكان هناك حدبة واحدة في مكان ما بين 10 و 100 دولار. |
Bir sayının fiyatı 1 ile 140.000 dolar arasında değişir. | Open Subtitles | يتراوح سعر الإصدار الواحد من دولار إلى أكثر من 140 ألف دولار |
Bir sayının fiyatı 1 ile 140.000 dolar arasında değişir. | Open Subtitles | - الكوميكس سعر العدد الواحد يتراوح من دولار و حتى 140 الف دولار |