"من ذلك أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Daha da
        
    Daha da kötüsü herkesin çözümün çok basit olduğunu söylemesi. Open Subtitles والأسوأ من ذلك أن كل شخص يخبرك أن الحل بسيط
    Doğru. Ama Daha da önemlisi ortada bir yöntem olduğu. Open Subtitles هذا صحيح، لكن الأهم من ذلك أن هناك نمط متكرر
    Daha da kötüsü, yanlış şeylere gülmeniz -- buna gülmek kabul edilebilir, teşekkürler. TED أو حتى أسوأ من ذلك أن تضحكوا بينما حديثي لم يكن مضحكاً الضحك على هذا الجزء كان مقبولاً شكراً
    O yüzden zamanınızı çevrenizdeki insanlarla ilişki kurmaya, girişken olmaya ve onları tanımaya ayırmalısınız Daha da önemlisi sizi tanımalarına fırsat vermelisiniz. TED لذلك من المهم لك أن تستثمر الوقت للاتصال والمشاركة والتعرف على الأشخاص الموجودين في بيئتك، والأهم من ذلك أن تمنحهم الفرصة لمعرفتك.
    Daha da kötüsü, payroteknikler paraşütleri kontrol etmezse... yada zarar gördü ise, paraşütler hiç açılmayabilir, Open Subtitles و أسوأ من ذلك أن أجهزة التحكم في المظلات تعرضت لضرر فربما لا تفتح المظلات مطلقا
    Daha da kötüsü, cehennem sıcağındaki beyhude çabalarının ...faturası ağır oluyor. Open Subtitles والأسوأ من ذلك , أن محاولاته العقيمة تحت الشمس المتوهجة سببت له خسائر فادحة
    Şimdi, Daha da garip olan şey moleküler yapısının patalojistin herhangi bir insanda veya hayvanda gördüğü hiçbir şeye benzememesi. Open Subtitles الآن ما أغرب من ذلك أن التركيب الجزيئي لا يبدو كشئ رأه إخصائي الأمراض في أي إنسان أو حيوان
    Ama Daha da önemlisi babasıyla temelli ayrı kalmasını sağlayın. Open Subtitles ولكن الأهم من ذلك أن تبقى منفصلة عن أبيها إلى الأبد
    Daha da kötüsü, kadınlar tuvaleti sırasına girmişiz. Open Subtitles والأسوأ من ذلك أن هذا الطابور لحمام السيدات
    Daha da iyisi, bu binadan çıkarıp Fleet'e atabilirdiniz. Open Subtitles و الأفضل من ذلك أن تأخذها خارج المبنى و تقوم بتقطيعها
    Mamafih, bir cadıya aşık, Daha da önemlisi, cadı da ona aşık. Open Subtitles لكن ساحر , ليس على الإطلاق. مهما يكن , إنه مغرم بساحرة, والأهم من ذلك أن هناك ساحرة مغرمة بهِ.
    Ama Daha da önemlisi, Deniz eve gelmedi. Open Subtitles ولكن الأهم من ذلك أن رجل البحرية لم يعد إلى منزله
    Daha da kötüsü, arabaların bozulmasından korktukları için Ford pilotlarına tam gaz gitmemeleri sıkı sıkıya emredilmişti. Open Subtitles الأسوأ من ذلك أن سائقي فورد ديهم أوامر صارمة لا تذهب الكرات خارج ل الخوف من كسر السيارات.
    Daha da kötüsü, teori yanlıştı. TED والأسوأ من ذلك أن النظرية كانت خاطئة.
    Daha da kötüsü, plastik oldukça sert ve dayanıklı ve araştırmacılar tamamen yok olması için 500 ile 5 bin yıl gerektiğini tahmin ediyorlar. TED والأسوأ من ذلك أن البلاستيك قوي ومتين بشكلٍ لا يعقل ولقد قدَّر الباحثون أنّه من الممكن أن يستغرق ما بين 500 إلى 5000 عامًا ليتحلّل بالكامل.
    Hayvancılık üretim sistemlerini sağlıklı, üretken ve kârlı bir hâle getirmenin yanı sıra çiftçilerimizin bilgili olmalarını, Daha da önemlisi güvende olmalarını sağlayacak güce sahibiz. TED نمتلك القوة الكافية لجعل أنظمة الإنتاج الحيواني سليمة منتجة ومربحة ومزارعين يتمتعون بالمعرفة والأهم من ذلك أن يكون المزارعين في سلام
    Daha da iyisi, kampüsten çık. Open Subtitles والأفضل من ذلك أن تغادري حرم الجامعة
    - Hoş biri... ama Daha da önemlisi, karakterin gerektirdiği o canlılığa sahip. Open Subtitles -إنها جميلة و الأهم من ذلك أن لديها مرح تتطلبه الشخصية
    Bence "büyük yatağa" öfkeli girmek Daha da beter. Open Subtitles حسنا، أنا أقول انها تريد ان تكون أسوأ من ذلك أن يذهب إلى "سرير كبير" جنون. هم؟
    Daha da kötüsü kocası da öldü. Open Subtitles الأسوأ من ذلك أن الزوج والزوجة ماتوا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more