Emir verdiğimde başlayacaksınız. Son ayakta kalan O kapıdan çıkacak. | Open Subtitles | نفذ على قيادتي آخر رجل صامد سيخرج من ذلك الباب |
Laura'nın gerçekten O kapıdan geçmesini ve nerede yaşadığımı görmesini isteyen bir yarım vardı. | Open Subtitles | ..أتعلمين, كان هناك كان هناك جزء مني أرداها حقاً أن تخرج من ذلك الباب لترى أين أعيش |
Dudak boyası ve ruj kullanacağım ve bu kadar iri olmayacağım Niye mi, O kapıdan rahatça geçeceğim | Open Subtitles | وسوف أضع احمر الشفاة و ماكياج و لن أظل ضخمة هكذا و سأستطيع المرور بسهولة من ذلك الباب |
bu kapıdan girdiğin anda kişisel isteklerini arkanda bırakırsın. | Open Subtitles | رغباتكِ الشخصيّة تزول بمجرّد دخولكِ من ذلك الباب. |
Efendim, bu kapıdan geçen herkesi Kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | سيدي،نحن ندقق في كل شخص يدخل من ذلك الباب |
Benimle böyle konuşmaya devam edersen, Şu kapıdan çıkıp gideceğim. | Open Subtitles | آبقى بالتحدث إلي هكذا، عندها سأرحل حالاً من ذلك الباب. |
Temelli sicilime işlenecek olan O kapıdan geçmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | عليّ أن أسير من ذلك الباب الذي ورائه أمل حياتي الدائمة |
O kapıdan dışarı çıkarsan bu akşam burada yatamazsın. | Open Subtitles | إذ خرجت من ذلك الباب فلن تنام هنا الليلة |
Dinle, yerinde olsam o kumarbazları oradan çıkarırdım çünkü o Türkler O kapıdan çıktığı anda, | Open Subtitles | أسمع، لو كنت مكانك، لجعلتهم يخرجون لأنهم حالما يخرجون من ذلك الباب |
O kapıdan çıkan, bu dönem dersten kalır. | Open Subtitles | أي طالب يخرج من ذلك الباب سيرسب في هذا الربع من السنة |
Ne düşüneceksen, çabuk ol çünkü Wraith'ler O kapıdan girerlerse ikimizde öldük demektir. | Open Subtitles | مهما فعلت , فكّر بسرعة ...لأن حالما يدخلون من ذلك الباب سنموت جميعاً |
İstediğin zaman da O kapıdan çıkabilirsin koşulsuz. | Open Subtitles | ويمكنك المغادرة من ذلك الباب في اي وقت تريدين بدون قيود |
Ama bilmeni istiyorum ki, eğer O kapıdan çıkıp gidersem Ken, bir daha aramayacağım. | Open Subtitles | ولكن أريدك أن تعرف .. أنني إن خرجت من ذلك الباب كين, أنا لن أتصل بك بعدها |
O kapıdan bir şey geldi ve bu her neyse, bir daha girmesini istemediler. | Open Subtitles | شيئ ما خرج من ذلك الباب ومهما يكن فهو لن يعود |
bu kapıdan geçerken eğilseniz iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن تخفضوا رؤوسكم للعبور من ذلك الباب |
İlk evre benim bu kapıdan girmemle başladı. | Open Subtitles | الأولى بدأت في اللحظه التي دخلتم فيها من ذلك الباب |
Peki tamam. bu kapıdan kim girerse benim haberim olacak. | Open Subtitles | حسنا أي شخص يدخل من ذلك الباب أريد أن أعرف عنه |
Ya Sarah bu kapıdan içeri girer ve bizi bulamazsa? | Open Subtitles | ماذا لو ان سارة جاءت من ذلك الباب ونحن لسنا هنا؟ |
Hayır, yani... Hemen kalkıp Şu kapıdan çıkıp bir daha dönmeyecek birisi. | Open Subtitles | لا، مجرد شخص يستطيع النهوض فوراً والخروج من ذلك الباب بلا عودة |
- Acele edin. - Şu kapıya. | Open Subtitles | ـ أسرعا ـ من ذلك الباب |
Ve kendi iyiliğiniz için, şu arka kapıdan çıkıp gideceksiniz. | Open Subtitles | ولمصلحتكن سوف تهربن من ذلك الباب الخلفي |
Hayır, ailem benimle Şu kapıdan içeri girdiğim ilk anda senden özür dileseydim, gurur duyardı. | Open Subtitles | كانوا سيكونون فخورين بي ان اعتذرت لك لحظة خروجك من ذلك الباب |