"من ذلك القبيل" - Translation from Arabic to Turkish

• Onun gibi bir
• ona benzer bir
• - Öyle bir
• Öyle bir şey

- Onun gibi bir şey.
ولقد صادف بأنه كان فارغ. شيءٌ من ذلك القبيل.

Muhtemelen öğürme refleksi veya Onun gibi bir şey.
من المحتمل ان الحيلة تعكس ذلك، او شئ من ذلك القبيل

Belki de benimle birlikte bir şey daha geldi, diğer tarafı görmemi sağlayan bir yetenek ya da Onun gibi bir şey.
ربماأعدتشيءمعي ... . بعض القدرة لرؤية الجانب الاخر أو شيء من ذلك القبيل

Evet, anlaşılan ifade vermemek konusunda kendi kişisel gerekçeleri varmış uyuşturucu ya da ona benzer bir şey.
نعم، من الواضح أنه كان لديه أسبابه لعدم الشهادة; مخدّرات أو شيء من ذلك القبيل

Sallandığını... bir salıncakta ya da ona benzer bir şeyde sallandığını düşün.
... التأرجح على التأرجح على أرجوحة أو شيء من ذلك القبيل

- Öyle bir şey.
.شيءٌ من ذلك القبيل

Ama Öyle bir şey Dawn için iyi olur.
ولكن شيئاً من ذلك القبيل سيكون لطيفاً لبافي

Onun gibi bir şey. Biz daimiyiz.
شيء من ذلك القبيل نحن معا للأبد

Babam pilottu, profesyonel ya da Onun gibi bir şey değildi ama bana çok şey öğretti.
كان أبي طياراً ، لم يكُن مُحترفاً أو أى شيء من ذلك القبيل ... لكنه علمني الكثير

Evet Onun gibi bir şey.
شيء من ذلك القبيل

Onun gibi bir şey.
شيء من ذلك القبيل

Onun gibi bir şey?
شئ من ذلك القبيل

Onun gibi bir şey.
شيء من ذلك القبيل.

Evet, Onun gibi bir şey.
نعم شيء من ذلك القبيل

Evet. Onun gibi bir şey.
نعم ، شيئ من ذلك القبيل

Lopez Phoebe'deki insanları bulduklarında hepsinin zehirli bir sızıntı ya da ona benzer bir şey yüzünden ölü olduğunu söylemişti.
قال " لوبيز " أنهم وجدوا الجميع في " فيبي " موتى بعض التسرب لمواد سامة أو شيء من ذلك القبيل

- Öyle bir şey değil.
-ليس من ذلك القبيل

Biliyorsun, sokaklarda dolaşan bir katilimiz var, ya da Öyle bir şey.
تعرفين لدينا قاتل يتجول او شيء من ذلك القبيل