Bir şeyleri önemli olduğu için yapmaya, sevdiğimiz için, ilginç olduğu için yapmaya, önemli bir şeyin parçası olduğu için yapmaya. | TED | مبني حول الرغبة في إنجاز المهمات لأنها مهمة لأننا نستمتع بذلك، لأنها مشوقة ولأنها جزء من شيء مهم. |
Hiç iyi bir zaman değil. Çok önemli bir şeyin ortasındayım. | Open Subtitles | ليس وقتا طيبا، وأنا في منتصف من شيء مهم. |
Son dört ay boyunca, bu kadar önemli bir şeyin parçası olmak benim için bir onur ve ayrıcalık oldu ve bundan gerçekten onur duyuyorum. | Open Subtitles | منذ الاشهر الاربعة الاخيرة, لقد كان لي الشرف و والامتياز بأن أكون جزء من شيء مهم جداً |
İlmekçiler programının her şeyini anlatamam ama işimiz bittiği zaman arkana bakacak ve oldukça mühim bir şeyin parçası olduğunu bileceksin. | Open Subtitles | الان , لا يمكنني ان اخبرك كل شيء حول برنامج الخياطه لكن عندما ننتهي سوف تنظر الى الخلف وتعلم انك كنت جزء من شيء مهم جدا |
Arkana bakacak ve oldukça mühim bir şeyin parçası olduğunu bileceksin. | Open Subtitles | سوف تنظر الى الوراء و تعلم بأنك كنت جزءاً من شيء مهم للغايه |
Evet, hem mutlu ediyor hem de önemli bir şeyin parçasıymışım gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | أجل، و أشعر بأنّي جزء من شيء مهم |