Eğitim potansiyeli, sizin gibi yaratıcı insanlar tarafından kullanıma hazır bir şekilde orada bekliyor. | TED | الفائدة التعليمية المحتملة موجودة تنتظر أن تُلمس من قبل أشخاص مبدعين مثلكم. |
Ya da belki de gittiğim yere ulaşmamı isteyen insanlar tarafından yardım görüyorum. | Open Subtitles | أو ربما هناك من يساعدني من قبل أشخاص يريدون التأكد |
Yoma senin için değerli olan her şeyi aldı, güvendiğin insanlar tarafından ihanete uğradın, ve seni terk ettiler. | Open Subtitles | اليوما" أخذ أشياء ثمينة بالنسبة لك و تمت خيانتك من قبل أشخاص كنت تثقين بهم و تم التنازل عنك |
Seni hiç tanımayan insanlar tarafından patlatılarak parçalara ayrılabilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن يتم تفجيرُكَ إلى أشلاء من قبل أشخاص لا يعرفونكَ حتى |
Ben ki öğretmenliğin sadece vahim durumdaki insanlar tarafından icra edildiğini düşünen bir adamdım. | Open Subtitles | أنا, الشخص الذي يهزأ من التدريس باعتبارها مهنة سخيفة ممارسة فقط من قبل أشخاص فاشلين ومكتئبين |
Ama ben kendisini diğer insanlardan daha önemli sanan insanlar tarafından yargının manipüle edilmesinden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لكن الامر لا يعجبني عندما يتم التحايل على القانون من قبل أشخاص يظنون أنهم أعلى شأنا من بقية الناس |
Gündemi olan insanlar tarafından yönetiliyor ve gündem değişebilir. | Open Subtitles | كلا، لكنها تُدار من قبل أشخاص ذي أجندات متغيّرة. |
Sağlam bağlaması lazım lazım parmaklarını zar zor hisseden insanlar tarafından tutulması değil. | Open Subtitles | أريد لهذه أن تثبت بإحكام و لكن ليس من قبل أشخاص بالكاد يشعرون بأصابعهم. |
İşleri batırmamı bekleyen insanlar tarafından sürekli izleniyorum. | Open Subtitles | أنا تحت المراقبة دائماً من قبل أشخاص ينتظرون أن أقترف أي خطأ. |
hediyeyi zenginleştirdiğimi göremiyor olabilirsiniz, orasını bilemiyorum... ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti. | TED | حسنًا، ربما ليس إثرائي للنعمة، لا أعرف شيئًا عن ذلك... ولكن بالتأكيد تم إثراء حياتي من قبل أشخاص آخرين. |
Bu arayışlardan doğan bir çözüm önerisi, tüm müşterilerin ve onların DNA sentez düzenlerinin incelenmesiydi, burada amaç, kötü insanlar tarafından patojen veya toksin yapılmadığından veya bilim insanlarının bir kaza yapmadığından emin olmaktı. | TED | إحدى نواتج هذه المناقشات كانت القيام بفحص كل زبون وكل طلب تصنيع للحمض النووي من قبل المستهلكين، للتأكد بأن كل مسببات الأمراض والسموم لا يتم إنتاجها من قبل أشخاص سيئين، أو بشكل خاطئ من قبل العلماء. |
Diğer insanlar tarafından incelendiler, fotoğraflandılar, kamerayla filmleri çekildi, benim tarafımdan incelendiler ve kendileri dışında kaçacak yerleri yok. | TED | تتم ملاحظتهم من قبل أشخاص آخرين، يتم أخذ صور لهم، وتصويرهم بواسطة الكاميرا، يتم التحديق إليهم من قبلي ولا يوجد أي مكان يهربون إليه ما عدى انفسهم. |
Beni dışlamak istemeyen insanlar tarafından bile. | TED | حتى من قبل أشخاص لم يكن بقصدهم إبعادي |
Uzun zaman önce, benim gibi, wasichu gibi görünen bir halk tarafından bir olaylar dizisi uygulamaya kondu; toprağı, suyu ve tepelerdeki altını almaya meraklı insanlar tarafından. | TED | في وقت قد مضى، سببت سلسلة من الأفعال من قبل أشخاص مثلي ومثلك، من قبل بعض الـ"واسيتشو"، أشخاص متعطشين لسلب الأرض والماء والذهب الذي بالتلال، |
Bir yerde, çok sevdiğim çikolatanın bazen yerli insanlar tarafından gaza çare olarak kullanıldığını okumuştum. | Open Subtitles | وقرأت أنه أحياناً الشوكولاتة التي أحبها يمكن استخدامها كعلاج ربما من قبل أشخاص أصليين هل هذا صحيح يا (هاوك)؟ |
İlki çok basit: süreci ölçen deneyim çubukları -- bu senenin başında Jesse Schell gibi insanlar tarafından zekice olarak nitelenen şeyler. | TED | أول درس بسيط جداً: شريط قياس تقدم الخبرة المحرز-- شيء كان قد تم التحدث عنه (الألمعيّة) من قبل أشخاص مثل جيسي شيل مطلع هذا العام. |