"من قضية" - Translation from Arabic to Turkish

    • davasındaki
        
    • dava için
        
    • bir davadan
        
    • vakasındaki
        
    Beni de evdeyken ziyaret etti. Annenin davasındaki delilleri aldı. Open Subtitles لقد زارني في المنزل وأخذ كل الأدلة من قضية والدتك
    Beni de evdeyken ziyaret etti. Annenin davasındaki delilleri aldı. Open Subtitles لقد زارني في المنزل وأخذ كل الأدلة من قضية والدتك
    Hayır, o bulduğu Althea Sanderson adına açılmış bir dava için onu aldığımızı sanıyor. Open Subtitles لا ، انه يعتقد اننا نريد جزء من قضية وجدها تحت اسم ألثيا ساندرسن
    Evet, Mick 25 yıllık bir dava için neden bu kadar kızgın? Evet, ama bu bir hikaye değil. Open Subtitles لماذا ميك يغاظ من قضية الـ 25 سنة
    Üzerinde birlikte çalıştığımız bir davadan kaldı bir cinayet davasından. Open Subtitles لم يتم اللعب بها بالفوتوشوب مطلقاً و هي من قضية عملنا عليها معاً
    Pornografi içeren bir davadan beni uzak tutmaya çalışıyorsun. Anladım. Open Subtitles أنتَ تريد حمايتي، من قضية تنطوي على خلاعة ، قدّ فهمتُ.
    İzmaritlerdeki DNA'lardan, Mijae vakasındaki DNA'yla uyuşan olursa eğer şüpheli listesini bu bölgede yaşayanlara indirgeyebiliriz. Open Subtitles و اذا ما تطابق الحمض النووي من عقب السيجارة التى أجمعها هنا مع الحمض النووي من قضية دوتشوك دونج التى لم تحل فسيتم تضيق الاشتباه الى الناس التى تعيش فى ذلك المجمع السكني حسبما ترى
    Adrian, bu cinayet davasındaki Darwin mi? Open Subtitles ادريان,أهذا داروين من قضية القتل؟
    Grace Allen davasındaki kanın izini her tür veri tabanında sürdüm. Open Subtitles (قارنت الدم من قضية (جريس ألن الباردة مع جميع البيانات الموجودة
    Devletin, Aaron Swartz davasındaki duruşunu açıklayan eski bir basın açıklamasında Heymann'ın patronu savcı Carmen Ortiz şunları söylemişti: "Hırsızlık, hırsızlıktır. Open Subtitles ‫في بيان صحفي مبكّر يبيّن موقف الحكومة من قضية هارون شوارتز ‫قالت رئيسة هيمَن، كارمِن أورتيس، المدَّعية العامَّة لمقاطعة مَسَتشُوسِتس:
    Kiliseyi Boşver davasındaki şişko kız var ya. Şişman falan değil. Open Subtitles الفتاة البدينة من قضية (سكيب تشيرش) ليست بدينة
    Flyrock davasındaki zabıt tutanakları. Open Subtitles إنها نصوص من قضية " فلاي روك " للفحم
    Gina, Bölge Başsavcısı, Adam davasındaki sorgu belgelerinin nüshalarını istiyor. Open Subtitles جينا)، المدعي العام يحتاجُ نسخ) لنصوص إستجوابنا (من قضية عائلة (آدامز
    Bu başka bir dava için başka bir şey. Open Subtitles إنه شيء آخر من قضية أخرى
    Seni bulayım diye aniden çıkarılmadan önce çalışmam gereken bir davadan aldım. Open Subtitles حصلت عليها من قضية يفترض أن أعمل عليها قبل أن يستدعوني للعثور عليك
    Pornografi içeren bir davadan beni uzak tutmaya çalışıyorsun. Anladım. Davayı demedim. Open Subtitles أنتَ تريد حمايتي، من قضية تنطوي على خلاعة ، قدّ فهمتُ.
    Bakın, açık ve kapalı bir davadan çok daha kötüleri de olabilirdi. Open Subtitles إسمعوا، هناك أشياء أسوأ يمكن أن تحدث هنا من قضية واضحة لا تعقيد فيها
    Schrader vakasındaki deliller nerede? Bizde değil. Open Subtitles أين الأدلة المادية من قضية (شرايدر)؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more