"من قول" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemekten
        
    • söyleyemedim
        
    • söylerken
        
    • söylemeye
        
    Beni ve diğer trans bireyleri tamamen destekleyenler sürekli yanlış bir şey söylemekten korkuyorlar, bilmeleri gerektiğini düşündükleri şeyleri bilmedikleri için öyle utanıyorlar ki hiç sormuyorlar. TED الناس الذين يدعمونني ويدعمون كل المتحولين بإخلاص يخافون جدًا من قول الشيء الخطأ، ومحرجين من أنهم لا يعرفون الأسئلة التي لا ينبغي عليهم، أن يسألوها مطلقًا.
    Boz sakallı birkaç kişiye doğruyu söylemekten korkayım diye mi? Open Subtitles حتى أخاف الآن من قول الحق لمجموعة من المسنين؟
    Senin dul kaldığın yalanını söylemekten çok yoruldum. Open Subtitles أنا تعبت من قول هذه الكذبة عن كونك أرملة. ماذا؟
    Seslendiğini duydum ama bir şey söyleyemedim. Open Subtitles سمعتك تنادي و لكني لم أتمكن من قول أي شىء
    "Yüzüne karşı bunları hiç söyleyemedim." Open Subtitles لم أتمكن من قول هذا" ."إليك وجهاً لوجه أبداً
    Buna kimse inanmaz. - Böyle şeyler söylerken dikkatli olun. Open Subtitles مستحيل، لن يصدق ذلك أحد إحذر من قول أمور كهذه
    söylemeye çekiniyorsunuz ama ben çekinmiyorum. Open Subtitles أنتم جميعاً خائفون من قول ذلك لكني لست خائفة
    Seni söyleyip de söylememiş olmayı isteyeceğin şeyler söylemekten korur. Open Subtitles أو قد تكون الشيء الذي ينقذك من قول امور تتمنين ان تستعيديها ولكنك لا تستطيعي
    Buranın ne olduğunu biliyor ve söylemekten korkmuyorum. Open Subtitles أعرف حقيقة هذا المكان ولست خائفاً من قول ذلك
    Doğrusu bugün bunu söylemekten usanmaya başladım artık. Open Subtitles عليّ أن أقول بأني قد سئمت من قول هذا اليوم
    Ve insanlara bunu söylemekten sıkıldım, ama basit bir ayakkabı kasası alsanız böyle şeyler olmazdı. Open Subtitles و لقد مللت من قول هذا الشيء للناس و لكن هذه الأشياء لن تحصل إذا إستثمرتم بعض المال في خزنه للأحذيه
    Ve insanlara bunu söylemekten sıkıldım, ama basit bir ayakkabı kasası alsanız böyle şeyler olmazdı. Open Subtitles و لقد مللت من قول هذا الشيء للناس و لكن هذه الأشياء لن تحصل إذا إستثمرتم بعض المال في خزنه للأحذيه
    Yakalandığımı söylemekten hiç çekinmiyorum. Open Subtitles لا أخجل أبدًا من قول أنا لدي حُمى متابعة جستن بيبر.
    Siz emir veren bir adamsınız, o da aklındakini söylemekten çekinmezdi. Open Subtitles حسناً، أنت كنت رجلاً تتمّ إطاعته، ولمْ تكن خائفة من قول ما يدور بخلدها.
    Kraliyet mutfağında bir söz söyleyemedim. Open Subtitles لم أتمكّن من قول كلمة في المطبخ الملكي
    "Yüzüne karşı bunları hiç söyleyemedim." Open Subtitles "لم أتمكن من قول هذا إليك وجهاً لوجه أبداً".
    Ama hiç söyleyemedim. Open Subtitles لكنّي لم أتمكّن من قول ذلك.
    Politik bir sümüklü böcekti, ve bunu söylerken utanmadım. Open Subtitles كانت سياسية سيئة، وأنا لست خجلا من قول ذلك.
    Eğer senin kasap torununun, adını söylemeye bile çok korktuğun babası hepimizi Bo-bekü yapacak zaten. Open Subtitles ارجوك ان كان ابوك السفاح هو من انت خائف جدا من قول انه هو كلنا سوف ننتهي على اية حال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more