"من كوريا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kore'den
        
    • Koreli
        
    • Kore'deki
        
    Hayatımın en kötü hastalığını hatırladım. Bizi Kore'den geri getirmişlerdi. Open Subtitles أتذكر أشد مرة مرضت فيها، عندما عدنا بحرًا من كوريا
    Diğer çocuklar benimle alay ederdi çünkü büyükbabamlar Kore'den gelmişti. Open Subtitles الأولاد الآخرون كانوا يسخرون مني لأن أجدادي أتوا من كوريا
    Yeterli parayı kazanır kazanmaz, Güney Kore'den 2. el araba getirteceğim. Open Subtitles حالما يصبح لدي نقود سأبدأ بأستيراد السيارات المُستعملة من كوريا الجنوبية
    Görevini ve neden Yakuza ile anlaşma yaptığını bilmediğimiz müddetçe onun ve Kuzey Koreli patronlarının bir adım gerisinde olacağız. Open Subtitles إذا لم نعرف ما هي تلك المهمة ولماذا هي تتعامل مع الياكوزا فسنبقى خلفها بخطوة هي ورؤسائها من كوريا الشمالية
    Sizin hapishaneden de Kuzey Kore'deki kadar kolay kaçar. Open Subtitles سيهرب من سجنكم بنفس السهولة التى هرب بها من كوريا الشمالية
    Başkan,Kuzey Kore'den olan küçük bir grupla gizli bir buluşma için geliyor. Open Subtitles الرئيس قادم من أجل اجتماع سري.. مع مجموعة صغيرة من كوريا الشمالية.
    Altı yıl öncesinde Kore’den Arjantin’e ne İspanyolca ne de nasıl geçineceğimizi bilerek taşınmıştık. TED كنا قد انتقلنا من كوريا إلى الأرجنتين قبل ست سنوات، من دون معرفتنا للإسبانية، أو كيف سنكسب لقمة العيش.
    Annem 10 yaşındayken Güney Kore'den kaçtı. TED هربت والدتي من كوريا الشماليّة عندما كانت في العاشرة من عمرها.
    Hatırlar mısın? Kore'den döndüğümüzde onlardan birer tane alacaktık. Open Subtitles أتتذكر عندما عدنا من كوريا, كنا نريد شرائها؟
    Kuzey Kore'den fırlatılan Topol sınıfı bir füze Birleşik Devletler'i yaklaşık 30 dakika içinde vurur. Open Subtitles اى قذيفة توبول تطلق من كوريا الشمالية ممكن ان تهاجم الولايات المتحده كحد اقصى خلال 30 دقيقة
    Kore'den birlikte geldik, ama ayrı yönlere gittik. Open Subtitles نحن اتيننا من كوريا سويا ولكن كل منا سلك طريق مختلف
    Yakında, Kuzey Kore'den önemli bir konuğu ağırlayabiliriz. Open Subtitles من الممكن أن تصلنا زيارة من شخص مهم جداً من كوريا الشمالية
    Oradan bir tekneye atlayıp, Güney Kore'den kaçacağız. Open Subtitles و سنأخذ قارباً من هناك للفرار من كوريا الجنوبية
    Kore'den Çin'e giden tekneler arasında benden geçmeyen tek bir tekne yoktur. Open Subtitles أي قارب يعبر من كوريا إلى الصين إلا و يمر من خلالي أنا
    Sadece kızını Kuzey Kore'den kaçırısak, vereceğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنه سيعطينا الجهاز فقط، لو أعدنا إليه إبنته من كوريا الشمالية
    Sen daha Kuzey Kore'den bile çıkmadan, seni yendim. Open Subtitles قبل حتى ان تخرج من كوريا الشمالية لقد هزمتك
    Kuzey Kore'den kaçtığında bir adamı öldürdü ve onun aracıyla Rusya sınırını geçti. Open Subtitles عندما هرب من كوريا الشمالية قام بقتل رجل و استعمل سيارته ليعبر الحدود لروسيا
    Gitmemişsin sanırım. Güney Kore'den ayrılacağını söylemiştin. Open Subtitles اعتقد أنك لم ترحل،لقد قلت مرة أنك سترحل من كوريا
    Kuzey Koreli bir mülteci olarak yaşamın neye benzeyeceği konusunda hiç bir fikrim yoktu TED لم تكن لدي أي فكرة كيف ستكون الحياة للاجئة من كوريا الشمالية
    Fakat yaşamanın sadece zor olduğunu değil aynı zamanda tehlikeli olduğunu da öğrendim. Çünkü Kuzey Koreli mülteciler Çin'de yasa dışı göçmenler olarak TED لكنني سريعاً ما إكتشفتبأنه لم يكن صعباً وحسب بل وخطر جداً أيضاً بما أن اللاجئين من كوريا الشماليةيُعدون في الصين
    Birileri beni Kuzey Koreli olmakla suçluyordu bundan dolayı da Çince bilgimi test edip bir sürü sorular sordular. TED بعد أن إتهمني أحدهم بأنني من كوريا الشمالية لذا إختبروا قدراتي في اللغة الصينية وسألوني أطناناً من الأسئلة
    Amerika'nın Kuzey Kore'deki her kişi başına daha çok hapsedilmiş insanı olduğunu bilmiyor musun? Open Subtitles لا تعرف التي الولايات المتّحدة عنده ناس أكثر سجنا لكل فرد من كوريا الشمالية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more