"من مواجهة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzleşmek
        
    • karşı duramayacak
        
    • veya bütün
        
    • yüzleşmekten
        
    • savaşmaktansa
        
    • yüzleşmektense
        
    Beni rahatsız eden bir katille yüzleşmek değil. Open Subtitles ليس الخوف من مواجهة قاتلة ما يشعرني بالاسى
    Blair'e olan öfkeme odaklanmak, her zaman istediğim şeyi tekrar kaybettiğimle yüzleşmek, korkmaktan daha kolay gelmişti. Open Subtitles لقد .. لقد كان من الاسهل ان أركز على غضبى من بلير اكثر من مواجهة احتمال الحصول على ما اردته دوما
    Kulağa komik gelebilir ama vadesi geçiş ürünleri olduğunda kütüphane yetkilileriyle yüzleşmek yerine, insanların kütüphanelerden uzak durduklarını deneyimlerimden çıkarabilirim. TED لذلك أعلم أن هذا الأمر يبدو سخيفًا، ولكنني أعلم من الخبرة أن الناس سيبتعدون عن المكتبة بدلًا من مواجهة سلطة أمين المكتبة عندما يكون لديهم مواد متأخرة.
    Bu seninle ve ailene karşı duramayacak kadar korkak olmanla ilgili! Open Subtitles بل يتعلّق هذا بك , و بخوفك الشديد من مواجهة عائلتك
    Bu seninle ve ailene karşı duramayacak kadar korkak olmanla ilgili! Open Subtitles بل يتعلّق هذا بك و بخوفك الشديد من مواجهة عائلتك
    Bir çocuğa bir mermi isabet etmesi veya bütün bir köyün... uykudayken katledilmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Open Subtitles لا يوجد شىء يخيف أكثر من مواجهة . طفل برصاصة . لقد صنعنا مذبحة بالقرية
    Sadece insanlar gelecekle yüzleşmekten korkuyorlar. Open Subtitles الأمر فقط هو أن الناس خائفون من مواجهة المستقبل ، هذا كل ما في الأمر
    Çok zor şartlarla savaşmaktansa, atalarının külleri ve Tanrılarının tapınakları için savaşarak ölmek daha güzel değil midir? Open Subtitles وكيف يمكن لرجل أن يموت أن يكون ,أفضل من مواجهة الإحتمالات المخيفة ,لأجل رماد آبائه ومعابد آلهته؟
    Bu suçlular kendilerini öldürdüler, o yüz kızartıcı suçlarıyla yüzleşmektense. Open Subtitles فضل أولئك المجرمون الانتحار بدلاً من مواجهة عواقب جرائمهم الشنيعة
    Gerçeklerle yüzleşmek yerine bunu yapıyor. Open Subtitles بدل من مواجهة ما اللذي يجري هنا.
    Oysa onlarla yüzleşmek yerine onlardan kaçmayı tercih ediyor. Open Subtitles بدلًا من مواجهة مخاوفها، هربت منهم.
    Robin teyzeniz en büyük korkusuyla yüzleşmek zorunda kaldı. Open Subtitles العمه (روبن) كان لابد عليها من مواجهة اسوأ مخاوفها
    Sebep olduğum sorunlar konusunda bir şeyler yapmak dünyayla yüzleşmek yerine ...burada oturmuş Ratatouille yiyorum. Open Subtitles بدلاً من مواجهة العالم، وفعل أشياء بشأن المشاكل التي سببتها (مات) ، لديك عائلة.
    Onunla yüzleşmek zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من مواجهة لها.
    Bir çocuğa bir mermi isabet etmesi veya bütün bir köyün... uykudayken katledilmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Open Subtitles لا يوجد شىء يخيف أكثر من مواجهة . طفل برصاصة . لقد صنعنا مذبحة بالقرية
    Çoğu zaman egomuzla yüzleşmekten korktuğumuz için yemek yeriz. Open Subtitles في كثير الأحيان، نحن نأكل لأننا نخاف من مواجهة انعكاس ذواتنا
    Çok zor şartlarla savaşmaktansa, atalarının külleri ve Tanrılarının tapınakları için savaşarak ölmek daha güzel değil midir? Open Subtitles وكيف يكون موت الرجل أفضل" ,من مواجهة الإحتمالات المخيفة "لرماد آبائه , ومعابد آلهته؟
    Bununla yüzleşmektense, kahramanca hayallere inanmak daha kolay gelir, biliyorum. Open Subtitles أدرك أنه من الأسهل تصديق بعض البطولات الخرافية أكثر من مواجهة ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more