Annemin hatrı için kendimi farklı biri olmaya karar verdim. | Open Subtitles | لأجل أمي ، قررت أن أجعل من نفسي شخصاً جديداً |
kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي |
Kendime, Sevgililer Günü için izin istedim. Ama kimseye kıyak geçme havamda değilim. | Open Subtitles | نفسي،لقد طلبت من نفسي إجازة لعيد الحب لكنني لم أكن في مزاج لتفاهاتي |
Pekala, Kendime dışardan bakmak... ..nasıl biri olduğumu anlamamı sağladı. | Open Subtitles | حسنا، إنها تتطلب الخروج من نفسي لأكتشف من أكون فعلا |
Daha önce hiç Kendimden bir şey çalmamıştım. İlginç olabilir. | Open Subtitles | لم أسرق شيئًا من نفسي قبلًا، هذا قد يكون شيقًا. |
Öğrencilerimden istediğim bir öğretmen olarak Kendimden beklediğim ve şu an sizden talep ettiğim dürüst, cesur ve içten bir anlaşma. | TED | هذا النوع من المشاركة الصادقة، والشجاعة، والمخلصة هو ما أطلبه من طلابي، وما أتوقّعه من نفسي كمعلّمة، وما أطلبه منكم الآن. |
Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | TED | و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي |
Daha önce kendimi hiç bu kadar aptal durumuna düşürmemiştim. | Open Subtitles | لا أظنني قد جعلت من نفسي أحمقاً هكذا من قبل |
Tamam, kendimi açığa çıkartacağım ve ölüm için davetiye vereceğim. | Open Subtitles | حسنْ أجل أضع نفسي في الخارج أجعل من نفسي طريده |
Dört yıl boyunca kendimi çok güçlü bir şeyin parçası gibi hissettim ama... | Open Subtitles | .. لأربع سنوات .. ظننت بأننا .. جزء لشيء أكبر من نفسي ولكن |
Yapmak istediğim şey öğrenmek ve kendimi değiştirmekti. | TED | ما أردته فعلاً هو التعلم، وأن أغير من نفسي. |
O yüzden o gün çekip gitmek yerine, yine kendimi geliştirmeye karar verdim, en iyi güvenlik görevlisi olmaya. | TED | فبدلًا من أن أمشي مبتعدًا ذاك اليوم، قررت أن أُحسن من نفسي مجددًا وأن أصبح أفضل حارس أمن يمكن أن أكون. |
ama daha sıkı çalışmamı sağladı, her yıl kendimi daha çok geliştirmemi sağladı. | TED | ولكنها جعلتني أعمل بجهد أكبر، وأُحسن من نفسي أكثر عامًا بعد عام. |
Şimdi Kendime şaşırmıyorum, çünkü artık Kendime alıştım. | TED | والآن أنا لم أفزع من نفسي لأنني نوعا ما متعودة على نفسي |
Neredeyse Kendime rağmen o uçağa bindim. New York'a uçtum, yazarların olduğu yere. | TED | وكان على الرغم من نفسي وإلى حد كبير، أن صعدت تلك الطائرة وحلقت إلى مدينة نيويورك، حيث المؤلفون. |
Onları öldüren insanlardaki kurtarıcı ilişki değerini görüp göremeyeceğimi soruyorum Kendime, çünkü kendi değerimi görmem zor bir iş. | TED | أطلب من نفسي أن أرى قيمة الخلاص في الإنتماء في هؤلاء الناس الذين قتلوهم، بسبب العمل الشاق الذي بذلته لأراها في نفسي |
Doğrusu Kendime de şaştım kaldım. | Open Subtitles | ماجعلني بصراحة متفاجئة من نفسي إلى حدٍ ما |
Bu yerlerde Kendimden bir parça verdim ve karşılığında, her zaman peşinde olduğum tatmin olma duygusuna eriştim. | TED | انظروا، لقد تركت جزءًا من نفسي في هذه الأماكن، وقد حملت معي شعورًا بالإنجاز لطالما كنت أبحث عنه. |
İkinci adım: Sizden ve Kendimden istediğim, safları bilerek isteyerek bulandıran, muğlak, sınıflandırılması zor kişi olmanız. | TED | الرقم أثنان: أنا أطلب منكم وأطلب من نفسي أن نكون ذلك الشخص الذي يتجاوز الحواجز، الشخص الغامض، الذي يصعب تصنيفه. |
Hem rakiplerimden, hem de Kendimden ne bekleyeceğimi biliyordum. | TED | عرفت المتوقع من خصومي والمتوقع من نفسي. |
Burada Kendimden bir örnek vermeyeceğim. | TED | لذلك ، لا اريد أن أقتبس من نفسي في هذا الشأن. |
Ve burda ne oluyor, biliyorsunuz beden kalıptan hoşlanır ve işte bu heykel hiçbirşeydir ancak benden bir iz bulunuyor. | TED | إذا هنا ما حدث ذلك الحين, تعلمون أكثر ما أستمتعت به, هو أن تلك المنحوتة ليست سوى آثار من نفسي. |