Çünkü çeşitliliğin sizinle alakası olmadığını düşünebilirsiniz, fakat hepimiz bu sistemin bir parçasıyız ve bizler çözümün bir parçası olabiliriz. | TED | لأنك قد تعتقد أن التنوع لا علاقة له بك، ولكننا جميعاً جزء من هذا النظام ويمكننا جميعا أن نكون جزءا من ذلك الحل. |
İlgili kişiler sadece bu sistemin ürünüdür ve onun mantıksal sonucunu kabul etmek zorundadır. | Open Subtitles | الأشخاص المعنيين هم مجرد منتجات من هذا النظام ولها أن تأخذه إلى نهايتها المنطقية. |
Hükümet bir sistemdir ve vatandaşta bu sistemin bir parçasıdır. | Open Subtitles | الحكومة نظام والشعب جزء من هذا النظام |
Artık 12 yıldır bu sistemin içindesiniz. | Open Subtitles | انت الآن جزء من هذا النظام لـ 12 عاماً |
Nesnelerin İnterneti bize bir çok bilgisayar tabanlı uygulamaların ve aygıtların bu sistemin bir parçası olacağını söylüyor. Yani, evde kullandığınız, ofislerinizde kullandığınız, arabanızda veya yanınızda taşıdığınız uygulamalar. | TED | يخبرنا إنترنت الأشياء بأن الكثير من الأجهزة التي تدعم الحاسوب والأجهزة الأخرى ستصبح بدورها جزء من هذا النظام: كالأجهزة التي تستخدمونها بالمنزل، وتلك التي تستخدمونها بمكتبكم، والتي تحملونها معكم أو بالسيارة. |
Ya aşırı yükleme devam ederse ve bu sistemin vızıltısı bir şekilde insan iskeletinin doğal frekansıyla örtüşürse? | Open Subtitles | الذي إذا بعض البعض الحمل الزائد... بعض الدندنة من هذا النظام... يمكن أن يجاري الملاذ الأخير بطريقة ما تردد الجمجمة الإنسانية؟ |