"من يعيش ومن" - Translation from Arabic to Turkish

• yaşayıp kimin
• kimin yaşayacağına
• Kimin yaşayıp

Joe, kimin yaşayıp kimin öleceğine sadece Tanrı karar verir.
جو، الله فقط هو الذى يقرر من يعيش ومن يموت

Joe, sadece Tanrı, kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verme hakkına sahiptir. Ve O karar vermedi! Joe!
جو، الله فقط هو الذى يقرر من يعيش ومن يموت جو ، ليس علينا أن ننهي الأمر الآن أعلم بأنك تستطيع سماعي

Kimse Kimin yaşayıp, kimin öleceğine karar veremez.
لا احد لديه الحق في اختيار من يعيش ومن يموت

kimin yaşayacağına doktorlar karar verirler.
أطباء ساحة المعركة يقرّرون من يعيش ومن يموت

Demek bu kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vereceğin bir nüfus sayımı.
هذه إجراء إحصائي لمساعدتك لتقرير من يعيش ومن يموت

Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vermek sana düşmez.
الأمر ليس متروك لك لتقرر من يعيش ومن يموت

Görünüşe göre bir kez daha kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vereceksin.
يبدو مرة اخرى فقط سوف اختار من يعيش ومن سيموت

Kimin yaşayıp kimin öleceğini söyleyen kişi olmak istemiyorum.
لا أريد أن اكون الشخص الذي يقول من يعيش ومن يموت.

Bir ofiste oturup kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verebilecekleri bir dünya istediler.
أرادوا العيش في عالم حيث يجلسون في مكتب ما ويقررون من يعيش ومن يموت

Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verecek olan Tanrı'dır.
القدر هو من يقرر من يعيش ومن يموت

Kimin yaşayıp kimin öleceğine.
من يعيش ومن يموت ، هل تفهمني ؟

Peki sen kimsin de Kimin yaşayıp, kimin öleceğine karar veriyorsun?
من انت لتقرر مصير من يعيش ومن يموت؟

Kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermek için buradayız.
نحن هنا لنقرر من يعيش ومن يموت

Ayrıca kimin ölüp, kimin yaşayacağına da karar veriyorlar.
وهم أيضا يحددوا من يعيش ومن يموت.

Her gün kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verip Müttefiklere zafer kazanmaları için yardım ettik ama kimse bilmiyordu.
في كل يوم كنا نحدد من يعيش ومن يموت ...في كل يوم كنا نساعد الحلفاء على النصر ولم يعلم أحد

Bu, Pope'un bize kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verenin kendisi olduğunu söyleme şekli.
ما هذا بحق الجحيم؟ هذا (بوب) يخبرنا انه هو من يقرر من يعيش ومن يموت

Kimin yaşayıp öleceğine karar vermek ona müthiş bir güç hissi veriyor.
يقرر من يعيش ومن يموت وهذا يعطي له الشعور بالسُلطة