| Elvis'i aldığım gece eve gelmiştim ve onu beşiğinde, onun gittiğini bile fark etmeyecek kadar... | Open Subtitles | نعم، ذلك بسبب انك اخذت ابني وتركتني اخذته عندما عدت بأحد الليالي ووجدته يبكي في مهده |
| beşiğinde uyuyor tatlım. Ayrıca o daha 1 yaşında bile değil. | Open Subtitles | إنه ينام في مهده يا عزيزي كما أنه لم يبلغ العام بعد |
| beşiğinde uyurken çok huzurlu görünüyor. | Open Subtitles | يبدو جدا مسالم وهو نائم في مهده. |
| Onu eve getirdiğim ilk gece beşiğine yatırıp uyumasını izlerken düşündüm: | Open Subtitles | أول ليلة أحضرته للبيت جلست قرب مهده وراقبته وهو نائم وفكّرت |
| beşiğine koştuğumda, oradaydı. | Open Subtitles | ركصت الى مهده وها هو هناك... |
| Sanki nasıl elektromıknatıs yapılabileceğini bilmiyorum. MacGyver karyolasında sıkışıp kalmışken bunu yapıyordum. | Open Subtitles | كما لو أنني لا أعرف كيف أركب مغناطيس كهربي لقد كنت أفعل هذا حينما كان (ماكغيفر) في مهده |
| Kaderi beşiğinde ölüp tarih kitaplarının onu unutması değil; | Open Subtitles | مصيره لن يكون الموت في مهده, منسي من قبل التاريخ! بل لقيادة هذا البلد |
| Bütün gün beşiğinde uyurdu. | Open Subtitles | كان ينام في مهده طوال اليوم |
| beşiğinde bütün gece boyunca ağladı. | Open Subtitles | كان ينتحب في مهده طوال الليل |
| Lütfen küçük efendiyi beşiğine koyun. | Open Subtitles | رجاء، أعيدي السيد (جورج) إلى مهده. |
| Onu karyolasında buldum. | Open Subtitles | .... لقد وجدته فى مهده |