sarsılmış gibi davranmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | أقصد،أنا لست متفاجأة لأنها مهزوزة نوعا ما |
♪ Mucit eve doğru yürüyor ♪ ♪ Kendine güveni sarsılmış ♪ | Open Subtitles | ^ المخترع عاد إلى المنزل ^ ^ وثقته مهزوزة ^ |
Sadece biraz sarsılmış durumda. | Open Subtitles | كلا، أخبرتك، إنها مهزوزة بعض الشيء. |
Bizim görme keskinliğimiz 20/20'dir, bebeklerinki ise 20/800. bu nedenle dünyayı çok ama çok Bulanık görürler. | TED | حدة نظرنا نحن هي 20\20 -- لكن حدة نظر الأطفال هي 20\800 مثلا, إذن فهم ينظرون إلى العالم بطريقة مهزوزة مطموسة للغاية. |
Bulanık bir fotoğraf gibi. | Open Subtitles | مثل صورة مهزوزة |
İlk aşamadan yeni geçmişsin sallantıda bir ilişkin var... | Open Subtitles | لقد بدأت بالدخول علاقتك مهزوزة |
Onun için eve gittiğimizde, her şeyin ne kadar sallantıda olduğu belliydi. | Open Subtitles | علمت بأن أمورها المنزلية كانت مهزوزة |
Elbette sarsılmış. | Open Subtitles | بالتأكيد هي مهزوزة. |
Ve sarsılmış gibiydi. | Open Subtitles | و بدت مهزوزة |
Bulanık çıkmış, çünkü kıpırdamıştım. | Open Subtitles | إنها مهزوزة لأننى تحركت |
Bulanık bir fotoğraf gibi. | Open Subtitles | مثل صورة مهزوزة |
Belki fark etmemişsindir ama evliliğimiz hala sallantıda, Carlos. | Open Subtitles | (في حالة أنّك غير منتبه (كارلوس فإن زواجنا لا زال على أرضٍ مهزوزة |
Kesinlikle senin müdaafan gibi sallantıda olan. | Open Subtitles | و التي بالضبط حجة مهزوزة. |