Bunun senin için önemli olduğunu görebiliyorum o yüzden bu Perşembe dışarı çıkacağız. | Open Subtitles | حسناً ، أرى بأن ذلك مهماً بالنسبة لكِ حيث سنخرج معاً هذا الخميس |
Fotoğrafçı oldum. Her şeyi bırakıp fotoğrafçı oldum. Benim için önemli olan fotoğrafçılığı yapmaya başladım. | TED | أصبحت مصوراً فوتوغرافياً تخليت عن كل شيء و صرت مصوّراً وبدأت بالفعل القيام بالتصوير و كان شيئاً مهماً بالنسبة لي. |
İki eşliliğe hazırdım çünkü evlenmenin senin için önemli olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت مستعداً لإرتكاب جريمة التعدد لأنني كنت أعرف أن زواجي منكِ كان مهماً بالنسبة لكِ |
Aktif göreve geri dönmek onun için büyük bir olaydı. | Open Subtitles | العودة للعمل بكل طاقته, كان ذلك أمراً مهماً بالنسبة له. |
Çünkü şu ana kadar asla gerçekten bir sürü insan için önem arz eden bir şey yazmadım. | Open Subtitles | وذلك لأنني لم أكتب شيئاً مهماً بالنسبة لكثير من الناس ليس مهماً لكثير من الناس |
Aynı zamanda, babamız ölürken, ...seni tekrar görmek benim için önemliydi. | Open Subtitles | كذلك لأن أبانا كان يحتضر وكان مهماً بالنسبة لي أن تريه مرة أخرى |
Benim için önemli olsaydı sana söylerdim. | Open Subtitles | لو كان الأمر مهماً بالنسبة لي، لقلت شيئاً |
Hayatta kaldın ama ben senin için önemli değildim. | Open Subtitles | لقد بقيتي على قيد الحياة ولكنني لم أكن مهماً بالنسبة لكِ |
Bu durum, o yerlerde yaşayan insanlar için önemli bir konuydu. | Open Subtitles | كان هذا مهماً بالنسبة لقاطني تلك الأماكن. |
Onların için önemli bir şey varsa evlerine götürsünler çünkü geriye kalanları ya birilerine vereceğim ya da yakacağım. | Open Subtitles | أي شيء مهماً بالنسبة لهم ، يجب عليهم أخذه لأن الذي سوف يتبقى سأقوم برميّه أو إحراقه |
Bunun bizim için önemli olduğunu düşünüyorum bilirsin işte, birlikte vakit geçirmemizin. | Open Subtitles | إنني حقاً فقط أفكر بأن ذلك مهماً بالنسبة لنا حتى نتمكن كما تعلمين من قضاء بعض الوقت معاً |
Beni burada bırakamazsın. Bu senin için önemli. Ben senin için buradayım. | Open Subtitles | لا تستطيعين تركي هناك ، ذلك الأمر مهماً بالنسبة لكِ ، إنني هناك من أجلكِ |
Benim için önemli bir meseleydi. | Open Subtitles | مع أيّ دودة أخرى كان أمراً مهماً بالنسبة لي |
Ama... Bu olay benim için önemli değil. Yemin ediyorum. | Open Subtitles | لكن،، ذلك الأمر ليس مهماً بالنسبة ليّ أعدك |
Başkanlık olayı benim için önemli değilmiş gibi davrandım, o yüzden de kimse gelmedi. | Open Subtitles | لقد ادعيت كأن كوني حاكماً لم يكن مهماً بالنسبة لي وبالطبع لم يظهر احد |
Bu arada, bu benim için önemli değil. Ama öğrense iyi olur. | Open Subtitles | ،بالمناسبة، هذا ليس مهماً بالنسبة لي .لكن سيكون أفضل لو تعلمت |
Belki senin için büyük bir mesele olmayabilir ama benim için öyle. | Open Subtitles | ربما.. هذا ليس أمراً مهماً بالنسبة لك ولكنه مهماً جداً بالنسبة لي |
Aktif göreve geri dönmek onun için büyük bir olaydı. | Open Subtitles | العودة للعمل بكل طاقته, كان ذلك أمراً مهماً بالنسبة له. |
ama seninle tanışmak benim için büyük olaydı. | Open Subtitles | التعرّف عليكِ كان أمراً مهماً بالنسبة لي |
Şimdiye kadar benim için önem taşıdğını unutacağım. | Open Subtitles | سأنسى أنك كنت مهماً بالنسبة لي |
Bu bizim için önemliydi. | Open Subtitles | لقد كان الأمر مهماً بالنسبة لنا. |
Eğer burası senin için önemliyse, benim için de önemlidir. Sana inanmıyorum. | Open Subtitles | إن كان هذا المكان مهماً بالنسبة لك إنه مهم بالنسبة لي |
Ona acınmamak onun için çok önemliydi. | Open Subtitles | ولكن كان مهماً بالنسبة له ألا يكون في موضع شفقة |