Bu bir kurtarma görevi değil. Beni dinleyin. Bu bir saldırı. | Open Subtitles | إنها ليست مهمة إنقاذ أصغِ إليّ ، إنه هجوم |
bir kurtarma görevi için uçak bize lazım. | Open Subtitles | اسمع، نحن نريد الطائرة فى مهمة إنقاذ |
Bağlantımız gelir gelmez, Sean Glass'ı tahliye edecek bir kurtarma görevi oluşturdum. | Open Subtitles | "لقد خوّلت مهمة إنقاذ لإخلاء "شون جلاس حالما نستعيد الإتصلات |
Jack Bauer içeride, CTU'nun kurtarma operasyonu için keşif sağlıyor. | Open Subtitles | باور بالداخل يزود الوحدة بمعلومات إستطلاعية لــبدء مهمة إنقاذ للرهائن |
Bu bir kurtarma operasyonu olsaydı beni yakalayanların da sesleri duyacağı aklıma bile gelmedi. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي فيما لو كانت تلك مهمة إنقاذ استطاع من يأسرني أن يسمعوا صوت المروحيات |
Bir kurtarma operasyonu olmayacak. Biz böyle çalışmayız. | Open Subtitles | لن يكون هنالك، مهمة إنقاذ ذلك ليس ما نفعله |
Finnegan'ın gizli bir kurtarma görevinde müdaheleyi yönetecek kadar cesareti olduğunu bilseydim onun için oy verebilirdim. | Open Subtitles | لو أني أعلم أن "فينجان" لديه الجراءة كي يجري مهمة إنقاذ سرية، كنت لأعطيه صوتي |
Bağlantımız gelir gelmez, Sean Glass'ı tahliye edecek bir kurtarma görevi oluşturdum. | Open Subtitles | "لقد خوّلت مهمة إنقاذ لإخلاء "شون جلاس حالما نستعيد الإتصلات |
- Bu bir kurtarma görevi, Binbaşı. | Open Subtitles | هذه مهمة إنقاذ ياميجور |
Şunun arkadaşları için bir kurtarma görevi var. | Open Subtitles | رفقاؤه مهمة إنقاذ |
Neal, burada bir kurtarma görevi icra edeceğim! Bay Jeffries'in başı belada. | Open Subtitles | {\pos(190,200)} . (إنني في مهمة إنقاذ ، يا (نيل . إن السيد (جيفريز) ، في مشكلة |
Bu bir kurtarma görevi değil. | Open Subtitles | تلكَ ليست مهمة إنقاذ. |
Bu görev artık bir kurtarma görevi. | Open Subtitles | أصبحت هذه مهمة إنقاذ |
İkincisi ise, bunu bir kurtarma görevi olarak düşün Frank. | Open Subtitles | ثانياً، فكِّر بهذا الأمر وكأنه مهمة إنقاذ يا (فرانك) |
General Washington bölüğümüzü Ridgefield'a seferinize destek olması için yolladı ama bir kurtarma görevi için Setauket'e saptım. | Open Subtitles | الجنرال (واشنطن) أرسلَ سريتنا إلى (ريدجفيلد) كدعم لحملتك ، لكنني إنحرفت إلى (سِتاوكت) في مهمة إنقاذ |
kurtarma operasyonu demiştin, aşk bağlantısı değil. | Open Subtitles | أنت قلت أن هذا كان مهمة . إنقاذ ، ليس اتصال حب |
Gayet basit, bu bir kurtarma operasyonu. | Open Subtitles | لكن أريدك ان تعثري عليها هذه مهمة إنقاذ خالصة وبسيطة |
Buraya bir kurtarma operasyonu için Astronot Taylor için geldik. | Open Subtitles | أنا ارسلت إلى هنا في مهمة إنقاذ. لإيجاد زميلي رائد الفضاء (تايلور) |
Yardım önermiştiniz. Bu bir kurtarma operasyonu. | Open Subtitles | لقد كان ذلك في مهمة إنقاذ |
Jin Sa Woo işin içinde olduğu için can kaybı olmadan kurtarma operasyonu yapmamız çok zor olur. | Open Subtitles | الآن (جين سا وو) مشارك في خطتهم و من الصعب تنفيذ مهمة إنقاذ بدون خسارة في الرهائن |
Bakın, bunun kulağa çok kötü geldiğinin farkındayım. Ama Susan'ı kurtarmak için bir kurtarma operasyonu düzenleyeksek, sanırım- | Open Subtitles | أعلم أن هذا يبدو سيئاً لكن إذا كنا نريد إتمام مهمة إنقاذ (سوزان) أظن.. |
Bir kurtarma görevinde olduğumuzu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت اننا في مهمة إنقاذ |