| Bir sürü de makyaj falan yapıyormuşuz vesaire vesaire... Boş laflar | Open Subtitles | نحن نضع العديد من مواد التجميل , الخ الخ |
| Bana makyaj yapmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعيها تضع المزيد من مواد التجميل على وجهي |
| Haydi kadınlara ait makyaj şirketlerinin sayısını bulalım. | Open Subtitles | إليكِ شيء أعتقد بأنه ممتع. فلنكتشف مقدار شركات صنع مواد التجميل |
| Bu gerçekten de hem ilaç endüstrisinde, hem de kozmetik sektörünün de aralarında olduğu pek çok farklı endüstride, devrim yaratabilir ve kuralları yeniden yazabilir. | TED | هذا من شأنه أن يحدث ثورة و نقلة نوعية ليس فقط للصناعة الصيدلية بل للعديد من الصناعات الأخرى منها صناعة مواد التجميل. |
| Tohumlarından kozmetik sanayisinin, vücut losyonu gibi ürünlerde kullanmak için rağbet ettiği, kıvamlı bir yağ elde edilir. | TED | وتمنح البذور زيتًا جدّ مستقر تسعى صناعة مواد التجميل خلفه لإنتاج مرطبات الجسم، مثلا. |
| kozmetik firmaları bunu şu an canlandırıcı kremler yapmak için kullanıyor. | TED | وتستخدمها شركات مواد التجميل بالفعل في صناعة كريم لتجديد البشرة. |
| Ama çok makyaj yapmam. | Open Subtitles | ليس كأنني أضع الكثير من مواد التجميل. أنا في الحقية أكثر شبها بمعلمة/مغنية. |
| - Herhalde makyaj yaptırdı. | Open Subtitles | أنا أعتقدُ بأنّهُ إستخدمَ مواد التجميل. |
| Damiwon'dan Saray Hanımı Hae'nin makyaj ile So'nun yara izini kapattığı kanaatindeyim. | Open Subtitles | سيّدة البلاط هاي من الداميوون... أنا متفائلة على أنّها قامت بإخفاء الندبة الخاصّة بسو .عن طريق إستخدام مواد التجميل |
| Goryeo'da erkekler çoğunlukla makyaj yaptığı için pek göze çarpmaz ama mümkün olabildiğince ten rengine yakın bir makyaj yapmaya çalış. | Open Subtitles | الرجال غالباً مايقومونَ بوضع مواد التجميل في غوريو، لربّما لن يتمّ ملاحظتها على كلّ حال، لكن إذا كان كلّهُ ممكنا، إجعله مقرّباً إلىَ لون جلدك. |
| - Sadece... makyaj ürünleri... | Open Subtitles | - فقط ... بعض مواد التجميل... |
| Döşeme, ateşe dayanıklılık, kozmetik, diş macunu ve müshillerde kullanılan kireçtaşı. | Open Subtitles | إنهُ طباشير يستخدم في الأرضيات, مقاومة الحرائق, مواد التجميل, معجون الأسنان و ملينات الأمعاء |
| Eksiksiz bir bitki ve aslında boyutlarının gizlediği büyük potansiyel sadece ilaç, gıda ve kozmetik sanayileri ile sınırlı değil. | TED | إنها نبتة متكاملة، والحقيقة، أن الحجم الهائل لهذه الأشجار يخفي إمكانات هائلة، ليس فقط بالصيدلة والتغذية وصناعة مواد التجميل. |
| Evet. Neden Dyad'ın bir kozmetik şirketine ilgi duyduğunu sor. | Open Subtitles | أجل، اسأليه لمَ قد تهتم (داياد) بشركة مواد التجميل |
| Len, seni tanıyorum tamam mı? Bir girişimcisin. Birlikte büyük kozmetik markalarına baş kaldırabiliriz. | Open Subtitles | أنا أعرفك يا (لين) أنت مبتكر بإمكاننا التصدي لشركات مواد التجميل سوياً |