Beni dinle, bir gün onun gibi hoş biriyle çıkmak isteyeceksin. | Open Subtitles | اسمعي، يوماً ما سترغبين في مواعدة شخص وسيم مثله |
Senden bu denli farklı biriyle çıkmak zor olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنه من الصعب مواعدة شخص مختلف تمامًا عنك |
Bence, iş yerinden birisiyle çıkmak uygun değil. | Open Subtitles | أعتقد أنه من غير اللائق مواعدة شخص تعمل معه |
Bu kadar çok ortak yanın olan birisiyle çıkmak ne güzel, değil mi? | Open Subtitles | أليس رائعاً... مواعدة شخص له نفس الاهتمامات؟ |
Böylece tek başarısı garsonluk yapmak olan biriyle birlikte olmazsın. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، لن يكون عليك مواعدة شخص تعمل نادلة فقط |
Ara sıra şirretlik ediyor olabilirim ama benim gibi biriyle çıkmanın avantajları da var. | Open Subtitles | ربما أنا عاهرة أحيانا ولكن هناك فوائد في مواعدة شخص مثلي |
Dikkatleri çekmemeye çalışırken, bu kadar kötü şöhretli biriyle çıkmak. | Open Subtitles | مواعدة شخص سيء السمعة أمام الملأ هكذا, متى حاولت أن تُبقي الامر سراً |
Biseksüel biriyle çıkmak sakadatsizlik dersi almak gibi. | Open Subtitles | مواعدة شخص ثنائي الميول درس في الشعور بضعف الثقة. |
Ve bir arkadaş çetesine sahip biriyle çıkmak istemediğime karar verdim. | Open Subtitles | و لا اريد حقا مواعدة شخص لديه حشد |
Eğlence dünyasından biriyle çıkmak çok zor. | Open Subtitles | مواعدة شخص في ميدان الفن أمر صعب |
Kör biriyle çıkmak ♪ harika ♪ | Open Subtitles | مواعدة شخص أعمى رائعة |
Öyle biriyle çıkmak... Çok utanç verici. | Open Subtitles | ... مواعدة شخص كهذا مُحرج |
Başkasından hoşlanan birisiyle çıkmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد مواعدة شخص متعلق بأخرى |
Ve kendinden bu kadar küçük birisiyle çıkmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | مواعدة شخص أصغر منك ليس جيداً |
Biliyor musun, doğrusu o kadar güzel biriyle birlikte olmak kolay değil. | Open Subtitles | أتعلم، الحقيقة هي أنّه من الصعب مواعدة شخص بهذا الجمال |
İşine saygı duymadığım biriyle birlikte olamam. | Open Subtitles | لا أستطيع مواعدة شخص لا أحترم عمله. |
Halkın gözü önündeki biriyle çıkmanın nasıl bir şey olduğunu anlamanı senden beklemem zaten. | Open Subtitles | لا أتوقع منك معرفة كيف هو الأمر عند مواعدة شخص مشهور |
İş yerinden biriyle çıkmanın sorun olacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنني سأجد مشكلة في مواعدة شخص من المكتب |