"موافق على" - Translation from Arabic to Turkish

    • için sorun
        
    • kabul etti
        
    • razı
        
    • hemfikir
        
    • onaylıyor
        
    • hiç sorun
        
    • için sakıncası
        
    • etmiyor
        
    • bir sorun
        
    • Bana uyar
        
    • konuda sorun
        
    • onaylamıyorum
        
    • bir sorunu yok
        
    Beni senin gibi bir kaçık olmamı engelliyorlarsa benim için sorun yok. Open Subtitles و أنهم يمنعوني من أن أكون مجنون مثلك أنا موافق على هذا
    Evet, büyük bir katliam görmek sizin için sorun değilse eğlencenize bakın. Open Subtitles أجل، إن كنتَ موافق على قتل جماعي حينها استمتع بالأمر، بكل الوسائل
    Gelip, birkaç şarkı söylemeyi kabul etti. Open Subtitles إنه موافق على أن يأتي و يؤدي إثنتين من الأغاني
    Kan parası olmadan idama razı olacağını söyledi. Open Subtitles قال بأنه موافق على أن يُعدم بدون أخذ المال
    Verimli bir konuşma yaptığınızı, destek konusunda hemfikir olduğunuzu söyledi. Open Subtitles قال أنكم حظيتم بنقاش منتج أنه كان موافق على الدعم
    Kocanız çalışmanızı onaylıyor mu? Open Subtitles إذاً، هل زوجكِ موافق على عملكِ؟
    Elbette ki istiyorsun ve bence hiç sorun değil. Open Subtitles ,بل بالتأكيد تريدين وأنا موافق على ذلك الآن
    Tabii, senin için sakıncası olmadığından emin olmalıyım. Open Subtitles طبعاً,أردت التأكد أنك موافق على هذا
    Hafta içi iki katı çalışırsan, benim için sorun olmaz. Open Subtitles تعمل بجهد مضاعف خلال الأسبوع و أنا موافق على الأمر
    - Yani bu büyük şovda yardımcım olmak senin için sorun değil? Open Subtitles لذا أنت موافق على أن تكون مساعدي في البرنامج الكبير؟ بالطبع ..
    Bir şantajı kolaylaştırmak için iki kere para almak senin için sorun değil mi? Open Subtitles أأنتَ موافق على أن تقبض مرّتين لتسهيل ابتزازها؟
    Bu senin için sorun olmaz mı? Biraz hayal kırıklığı yaşadığım doğru. Open Subtitles هل أنت موافق على ذلك ؟ أقصد أني خائب الأمل قليلاً
    O senin arkadaşın, ilişkimiz senin için sorun değilse onun için de sorun olmaz, eminim. Open Subtitles انظر، إنه صديقك،و إذا كنتُ موافق على ذلك. فأنا أشكُ حقيقة أن هذا سيضايقه.
    Janelli de kayığımı verirsem o da nişanı vermeyi kabul etti. Open Subtitles لذا جينيلي وافق على إعطاءه التذكار طالما أني موافق على إعطاءه قاربي الصغير ولقد فعلت ذلك
    kabul etti. Bir doktor arkadaşı var. Open Subtitles إنه موافق على ذلك لديه صديق يعمل كطبيب.
    Yüzdelere razı olmadı. Daha fazla istiyor. En az yüzde 15. Open Subtitles بالإضافة إلى أنه غير موافق على %النسبة المعطاة له, يريد على الأقل 15.
    Nihai seçimde hemfikir olmanıza sevindim. Open Subtitles أنا مسرور لانك موافق على الإختيار النهائي.
    Kardeşiniz Fillmore ile birleşmeyi onaylıyor ve insanlarımız benzersiz kimliğimiz ve inanın bana gerçekten eşi benzeri yoktur. Open Subtitles أعني , اذا كان أخاك موافق على الأرتباط القادم مع فيلمور ... مجتمعنا , وأحساسنا الفريد , صدقيني .. ..
    Neden bana gay olduğunu söylemedin. Bunu hiç sorun etmezdim. Open Subtitles لم لم تقل لي أنك شاذ أنا موافق على هذا
    Senin için sakıncası olmadığından emin misin? Open Subtitles هل انت متأكد؟ أنت موافق على هذا؟
    Aramalarıma dönmediğine göre de senin için bir sorun teşkil etmiyor. Open Subtitles ,وأفترض بما أنك لم تتصل بي مجدداً فأنت موافق على هذا
    - Andrew, soğuk etleri sen alabilirsin. - Bana uyar. Open Subtitles انا موافق على هذا - اي نوع من السلل الغريبه التي تحصل عليها ؟
    Bu konuda sorun olmadığını söyleyeceksin, ha? Open Subtitles و هل ستخبرني أنك موافق على هذا، أليس كذلك؟
    Hayır, ben sizin fikirlerinizin tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Ama hayır, yasaklı olmanızı onaylamıyorum. Open Subtitles كلا، أعتقد بأن أفكارك خطيرة ولكني لم أكن موافق على الحظر
    Burada oldugumu da biliyor ve konusacaklarimizla ilgili bir sorunu yok. Open Subtitles و هو موافق على أن يعرف بكل ما تحدثنا بشأنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more