Ben de onu tekrar Tanrı'ya hizmet edip yeteneklerini daha hayırlı işlerde kullanması için geri getirmeye gittim. | Open Subtitles | وذهبتُ إلى هناك لأعيدها لتقوم بأعمال الرب، حيث تكون مواهبها في مكانٍ أفضل |
- Bence alacak sonra okul niye en başta kadro vermedik ki diyecek çünkü annen yeteneklerini evde bez değiştirerek... | Open Subtitles | والكلية سيتساألون مالذي اخرهم لهذه الدرجة لأن والدتك لن تهدر مواهبها |
Birçok yeteneklerini ona miras bıraktı. | Open Subtitles | لقد تركتهُ فيّ الكثير من مواهبها |
O zaman resim yeteneği annesinden geçmiş olmalı. | Open Subtitles | اذا من الممكن انها حصلت على مواهبها الفنيه من والدتها |
Ama yine de doğal yeteneği olduğunu inkâr edemem. | Open Subtitles | رغم أنه لا يمكنني نسب الفضل لنفسي في غزارة مواهبها الطبيعية |
Regina'nın tüm o üstün yetenekleri... normal bir anne olmak için değildi. | Open Subtitles | ريجينا، من جميع مواهبها لم تكن الأم التقليدية |
Bayan Golightly daha da ileriye giderek üstün yeteneklerini biran önce Bay Rutherford'u tavlamak için kullanmak niyetinde olduğunu açıkladı. | Open Subtitles | الأنسة (غوليغتلي) تعلن نيتها أن تكرس مواهبها التي لا يستهان بها، من أجل الإستيلاء العاجل، |
Bayan Golightly daha da ileriye giderek üstün yeteneklerini biran önce Bay Rutherford'u tavlamak için kullanmak niyetinde olduğunu açıkladı. | Open Subtitles | الأنسة (غوليغتلي) تعلن نيتها أن تكرس مواهبها التي لا يستهان بها من أجل الإستيلاء العاجل |
Amaca ulaşmak için işkence, zehir ve cinsel yeteneklerini bile kullandığına dikkat çekilir | Open Subtitles | -ان لديها القدرة على الوصول الى اهدافها باستخدام التعذيب و السم -و حتى مواهبها الجنسية الخاصة التى يجب ان تؤخذ فى الاعتبار |
Alexis, yeteneklerini onunla paylaşmaz. Bu, eziyet ederek ondan bilgi almayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | مُحال أن تتشارك (أليكسز) مواهبها معه، لكنّ هذا لا ينفي أن يعذّبها لانتزاعها منها. |
- Lucy bütün yeteneklerini anlatıyor. | Open Subtitles | -لوسي) أطلعتني على مواهبها الخفية) |
- Tüm yeteneklerini ondan alıyor. | Open Subtitles | - كان يأخذ من مواهبها الكثير |
Ama yine de doğal yeteneği olduğunu inkâr edemem. | Open Subtitles | رغم أنه لا يمكنني نسب الفضل لنفسي في غزارة مواهبها الطبيعية |
En büyük yeteneği de... zamanlama konusundaydı. | Open Subtitles | و أعظم موهبة من مواهبها كانت توقيتها |
Özel yetenekleri arasında evin erkeğine bela getirmek dahilmiş. | Open Subtitles | مواهبها الخاصه تتضمن سوء حظ رجل البيت. |
Benden başkalarının da gizli yetenekleri varmış meğer. | Open Subtitles | يبدو أنني لست الوحيدة التي تخفي مواهبها |