Ulusal çapta, son 24 yılda belgelenmiş 27 olay var. | Open Subtitles | وتنفجر ؟ حصلت 27 حادثة موثقة محلياً في اليوم الماضي |
Öldükten sonra geri getirilebilen insanların belgelenmiş durumları mevcut. | Open Subtitles | هناك حالات موثقة عن أناس قد رجعوا من الموت |
Yaklaşan bir olayın psiko-fobik davranışlar tarafından, tekrarlanan farkındalık vakalarına neden olduğuna dair belgeler var. | Open Subtitles | كانت هناك حالات موثقة من الإدراك المتكرّر الناجم عن خوف العقل من وقوع حدث معيّن قادم |
Yani Kuznets'in raporu onlara ABD ekonomisinin ne ürettiğiyle ilgili her yıl güncellenen güvenilir bir veri sağladı. | TED | لذلك ما قدمه لهم تقرير كوزنيتس كان بمثابة بيانات موثقة عن ما كان ينتج اقتصاد أمريكا، محدثةً عامًا بعام. |
Bu kocanıza karşı alınmış, tasdikli uzak durma emrinin bir kopyası. | Open Subtitles | تلك نسخة موثقة من الامر التقييدى ضد زوجك |
Şirket Yöneticisi, Prens Fayeen ile bağlantılı paravan bir şirketten kendisine yapılan bir seri para transferini dikkatli bir şekilde belgelemiş. | Open Subtitles | "COO"و موثقة بعناية من سلسلة من عمليات انتقالات من شركة على علاقة بالامير فايين |
Ben burda saygın... bir müşteri kitlesine sertifikalı bir çöpçatanlık hizmeti veriyorum. | Open Subtitles | أدُيرها بقانونية موثقة خدمة وسيط الزواج هنا مع عملاء محترمين جدا للغاية |
Bize, Max'in Ev Yapımı Keklerini dava etmediğini söyleyen Noter onaylı mektup getir sana her şeyiyle Pierre'i geri verelim. | Open Subtitles | أحضر لنا رسالة موثقة تقول أنك تطلق صراح كب كيك (ماكس) منزلية الصنع من أي تصرفات قانونية مستقبلية، |
Ruhlar dünyasından gelen sinyallerin ilk belgelenmiş hali olabilir. | Open Subtitles | قد تكون أول حالة موثقة لإشارة من عالم الارواح |
Darta olan aşkım şu noktada iyice belgelenmiş olmuyor mu? | Open Subtitles | هل حبي لالسهام لا موثقة جيدا في هذه المرحلة؟ |
Uygulamaları iyi belgelenmiş ve alçakça. | Open Subtitles | أفعالهم موثقة جيداً و هي كلها أفعال حقيرة |
belgelenmiş vak'alar... medyumların kayıp çocukları ya da cesetleri bulduğu. | Open Subtitles | قضايا موثقة... بها أن الوسطاء الروحيين قد وجدوا أطفال مفقودين، وجثث |
Bu sistemde belgelenmiş bir fonksiyon değil. | Open Subtitles | هذه ليست وظيفة موثقة في هذا النظام |
Böyle durumlardan kurtulan insanlarla ilgili belgeler var. | Open Subtitles | هناك حالات موثقة لأناس استيقظوا بعد عدة سنوات |
Kimi kimyasal maddeler, güneş ışığına maruz bırakıldığında, yanma olaylarını ispat eden belgeler var. | Open Subtitles | هناك حوادث موثقة... عن إحتراق بعض المواد الكيميائية... عندما تتعرض لضوء الشمس |
Sosyal medyadan güvenilir bir duyum aldım. | Open Subtitles | سمعتُ معلومات موثقة عبر شبكة التواصل الاجتماعية. |
- Şanını duydum. - Kaynağın güvenilir mi? | Open Subtitles | بالسمعة هل مصادرك موثقة ؟ |
Resimli kimlik, kedinin sahibi olduğuna dair kanıt merhumla akrabalığınızın noterden tasdikli kanıtı lazım. | Open Subtitles | سأحتاج صورةٌ لهويتك, وإثباتٌ لملكية القطة... موثقة بإثبات قرابة... مع المتوفّى. |
Şirket Yöneticisi, Prens Fayeen ile bağlantılı paravan bir şirketten kendisine yapılan bir seri para transferini dikkatli bir şekilde belgelemiş. | Open Subtitles | "COO"و موثقة بعناية من سلسلة من عمليات انتقالات من شركة على علاقة بالامير فايين |
Demek istediğim sertifikalı falan yani. | Open Subtitles | .أعني, إنكَ تعرفين إنها موثقة وكلّ شيء |
Noter onaylı bir liste vermiştim. | Open Subtitles | لقد قدّمت لكِ قائمة موثقة. |
Bunlar bütün dökümanlar. | Open Subtitles | إنها كلها موثقة. |
Çünkü Pawnee, kayda geçen ilk mega-diyabet hastasına sahip. | Open Subtitles | لأن باوني لديها أول حالة موثقة مرض السكري المزدوج |