Rüzgar, güneşten sonra ikinci en büyük yenilenebilir kaynak: 3600 teravat, insanlığın ihtiyacı olan enerjinin 200 katından fazla. | TED | : الرياح هي ثاني أكبر مورد متجدد بعد الشمس نحو 3600 تيراواط,أي اكثر 200 مرة مما تستحقه البشريّ |
- Sorun, hazır bir kaynak bulmak. - Evet. | Open Subtitles | لكن المشكلة تكمن في العثور على مورد جاهز أجل |
Mord'Sithler ona ölümün eşiğine gelene dek işkence edeceklerdir ve işlerini bitirince de onlar ne emrederse onu yapacaktır: | Open Subtitles | .مورد ساث" سوف يعذبوه بكل موضع في حياته" ,و عندما ينتهوا :سوف يفعل اي شيء مهما كان يأمروه به |
Ama dilerseniz, ileride başka bir tedarik kaynağı bulabileceğime eminim. | Open Subtitles | ولكن إن كنت تُريد ذلك، يُمكنني العثور على مورد آخر |
Ordunun en büyük tedarikçisi için çok gizli bir program yürüten biri. | Open Subtitles | وأيضاً يدير برنامج غاية في السريّة لأكبر مورد للجيش. |
Sipariş temin edilememiş, yeni bir bir tedarikçi arıyorlarmış. Unutmuşum. | Open Subtitles | و قالوا انهم يراجعون الطلب مرة أخرى و يقومون بالبحث عن مورد جديد لقد نسيت |
Ve biz de her diplomatik kaynağımızı kullanarak onu eve getireceğiz. | Open Subtitles | و سنقوم بتوظيف كل مورد دبلوماسي لإعادته للوطن |
Belki de bakmamız gereken bir kaynak vardır diyorum. | Open Subtitles | قل ما أقوله هو أن لدينا مورد للمعلومات ربما كان علينا أن نستفيد منه |
Batı yarımküresinin 34 ülkesi kapsamlı bir ticaret anlaşması hazırlamak için bir araya gelmişti düşünülebilecek her kaynak ve hizmeti özelleştirmek için hazırlık yapmak üzere. | Open Subtitles | لصياغة قرار بعيد المدى لإتفاقية التجارة قرار واحد الذي يضع الأساس لخصخصة كل مورد والخدمة التي يمكن تصورها |
Canavar değerli bir kaynak Üstad Windu. | Open Subtitles | الوحش عبارة عن مورد لا يقدر بثمن , معلم ويندو |
Bir doğal kaynaktan söz ediyoruz, ...hükümetin kontrol etmesi gereken bir doğal kaynak, ...tek umursadığı şey kâr etmek olan özel teşebbüsler tarafından değil. | Open Subtitles | نحن نتكلم عن مورد طبيعي مورد طبيعي يجب التحكم به عن طريق الحكومات من اجل الشعب |
Tapınakta bir kaynak olduğunu söylüyorlar, yoğun seviyede chi barındıran bir tür kuyu. | Open Subtitles | في المعبد يتدالون بأن هناك مورد بئر من نوع ما بقدر مكثف من الطاقة الروحية |
Mord'Sith tapınağında yaşamıyoruz. Bize yemek getirecek kölelerimiz yok. | Open Subtitles | نحن لسنا في معبد مورد سيث نحن ما عندنا عبيد ليجلبولنا الطعام |
Cara, Richard kontrolünü tamamen kaybetmişse kılıcı kullanmasına engel olabilecek tek şey Mord'Sith büyüsü olabilir. | Open Subtitles | كارا، إذا ريتشارد خرج عن السيطرة حقا ربّما فقط سحر مورد سيث يمكن أن يوقّفه من إستعمال السيف |
Mord'Sith'lerin yaşamı öldürmekten ibaret değil midir? | Open Subtitles | أليست هذه حياة مورد سيث القتل طوال الوقت؟ |
Gezegenin yaşam kaynağı olan cins, yani kadın. | TED | ذاك بالاساس هو النوع الذي هو بالأساس مورد الكوكب، الذي هو المراة. |
O zamana kadar, bu telefonu kapattığım andan itibaren kiminle konuştuğumu öğrenmek için her türlü kaynağı kullanacağım. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين، يعرف هذا: حالما أعلّق الهاتف أنا سأستعمل كلّ مورد متاح إلى إكتشف الذي أتكلّم معه |
Son ambargodan beri yeni bir silah tedarikçisi için alışveriş yapıyor. | Open Subtitles | منذ حظر الأسحله و هو يبحث عن مورد أسلحه جديد |
Torrio'nun yeni bir tedarikçisi var. | Open Subtitles | ـ لقد حصل "توريو" على مورد جديد. |
Geitman yalnız çalışan bir tedarikçi olabilir ya da belki bozulan bir ortaklığın parçasıdır. | Open Subtitles | غايتمن قد يكون مورد يعمل لحسابه الخاص او قد يكون جزء من علاقة عمل توترت. |
Ve biz de her diplomatik kaynağımızı kullanarak onu eve getireceğiz. | Open Subtitles | و سنقوم بتوظيف كل مورد دبلوماسي لإعادته للوطن |
Sen bir kaynaksın. Dikkatini dağıtma. | Open Subtitles | انت مورد لي يا طونى ولا تشتت انتباهك |
Onlar Billy Kemble'ın tedarikçisini bulmak için ciddi soruşturma yolları izliyorlar. | Open Subtitles | أنهم يتبعون خط خطيرة التحقيق للعثور على مورد لبيلي Kemble. |
Bir eyalet başkanıyla görüşmeniz çok acayip oluyor, soruyorsunuz: "En değerli doğal kaynağınız ne?" | TED | من المدهش أنك حينما تلتقي برئيس دولة، وتقول، "ما هو أثمن مورد طبيعي بالنسبة لك؟" |