Okuldan, ne bileyim, Müzik yeteneği olan bazı çocukların sahne alacağını söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم ان بعض الشباب من المدرسه سوف يقدمون عرضاً لديهم موهبه موسيقيه |
Yedi parça, iki boyutlu resimli madde yedi Müzik içerikli disk yirmi interaktif bilgisayar strateji programı yedi parça iki boyutlu resim sanatı yedi Müzik diski... | Open Subtitles | سبعة أعمال ثنائية الأبعاد موضحه بشكل أساسى سبعة إسطوانات موسيقيه, 20 برنامج كمبيوتر تفاعلى إستراتيجى |
Bunu söylemek zorunda değilsin. Müzik bu değil. Melodi yok, sadece sahne müzikleri. | Open Subtitles | هناك من يقول ان هذه ليست موسيقى إنما نغمات موسيقيه |
Ama o hiçbir Müzik aleti çalmıyor. | Open Subtitles | لكنه لا يعزف على أي آله موسيقيه. |
Amcanın çok iyi bir Müzik zevki varmış. | Open Subtitles | عمك كان عنده مجموعه موسيقيه منتقاه |
Pişmanlık duyarak söylüyorum ki Müzik kulağım yok. | Open Subtitles | أخشى بأن أقول بأنني ليس لدي "أذن" موسيقيه |
Bu Müzik sayesinde. | Open Subtitles | بسبب قطعة موسيقيه |
Müzik aletinizi çalmanız yeseye aykırı. | Open Subtitles | هذاضدالقانون_... أن تعزف على آله موسيقيه... _. |
Burada Müzik aletimiz yok. | Open Subtitles | لا توجد أدوات موسيقيه هُنا |
Müzik grubum yok ki. | Open Subtitles | لست في فرقة موسيقيه إطلاقاً. |
Belediye yönetmeliği 47B, halka açık yerlerde, ticari teşebbüs amacıyla, izünsüz olarak Müzik aleti çalınmasını yesekler. | Open Subtitles | مرسوم المدينه رقم (47 بى) يمنعالعزف... على أي آله موسيقيه... فيمكانعام... |
Fazla Müzik kulağım yok. | Open Subtitles | اذني ليست موسيقيه ... |
Müzik CD'si getirmedim. | Open Subtitles | سحقاً لم أحضر أقراص موسيقيه معي ! |
- Müzik davası. | Open Subtitles | قضيه موسيقيه |