- Evet, çalışanları arasında sorun yaşadığı biri var mıydı? | Open Subtitles | أجل، هل كان لديه مشاكل مع أي من موظفيه هناك؟ |
Eğer bu siparişlerden bazıları kısa saçlı çalışanları olan, sıkı güvenlikli bir iş yerine ise, doğru yerdesin demektir. | Open Subtitles | واذا كانت بعض هذه الطلبات لمكتب شديد الحراسة و موظفيه عابسين وشعر قصير عندها ستبدأ العمل |
İki yıl boyunca iki haftada bir çalışanlarına gitti ve onlardan maaşlarından feragat etmelerini istedi ve bu işe yaradı. | TED | لذلك كل أسبوعين لمدة سنتين في يوم دفع الرواتب كان يقف أمام موظفيه ويطلب منهم التضحية برواتبهم، ولقد نجح |
Orayı duymuş olabilir misiniz? Sanırım Mr. Hudson Çalışanlarının içmesine izin vermiyor. | Open Subtitles | اعتقد ان السيد هدسون لا تسمح موظفيه للشرب. |
İnsan Kaynakları, Başkan'ın ofisini kapsamaz, o çalışanlarını kendisi seçer. | Open Subtitles | مدير الموارد البشرية لا يـُغطّي مكتبَالمديرالتنفيذي، إنه يعيّن موظفيه شخصياً. |
Bu olmayacak. WHO, iç savaşlarda daha fazla personel kaybetmeyecek. | Open Subtitles | هذا لن يحدث، دبليو جون لن يضحي بخسارة موظفيه في الحرب الأهلية |
En üst raf da olamaz. Napolyonvari patron çalışanların önünde merdiven kullanmaz. | Open Subtitles | لذا لن يكون الرف العلوي، ورئيس كهذا لن يستخدم أبداً سلّماً أمام موظفيه.. |
Polis Şubesi her bir çalışanı sorgulasın mı? | Open Subtitles | هل تريد جعل الشرطة تحقق مع موظفيه ؟ |
Yardım işleri yapıyormuş, çalışanları adamı seviyorlarmış. | Open Subtitles | يقوم بالتبرع للأعمال الخيرية، موظفيه يحبونه. |
çalışanları dışarı çıktı, bizi iteklediler ve polisi aramakla tehdit ettiler. | Open Subtitles | ان موظفيه يخرج وتدفعنا بعيدا، تهديد لاستدعاء الشرطة. |
Valinin ofisi tüm üst düzey çalışanları için orada oda kiraladı. | Open Subtitles | حجز مكتب المحافظ غرفاً لجميع نخبة موظفيه |
Demiryolu meselesi yani ve demiryolu çalışanları tarafından halledilmeli. | Open Subtitles | هذا من اختصاص السكك الحديدية ويجب التعامل معها بواسطة موظفيه |
Altın Hank'e ait, adam çalışanlarına adil ve cömert davranmış sen de dahil. | Open Subtitles | كان ذلك الرجل عادلاً وسخياً للغاية مع كل موظفيه وأنت منهم |
Kötü Kral bile çalışanlarına bayram izni verir. | Open Subtitles | حتى ملك الشياطين يعطي موظفيه عطل بأيام الاجازات |
Birinin onu kenara çekip çalışanlarına böyle davranılmayacağını belirtmesi gerekiyor artık. | Open Subtitles | أقصد أنهُ حان الوقت أن يأخذهُ أحدهم جانباً و يخبرهُ أنهُ لا يجب أن يعامل موظفيه هكذا |
6 yıl önce inşaat şirketinde satış faturalarından Çalışanlarının hepsinin isimlerini aldım, | Open Subtitles | لقد حصلت على أسماء جميع موظفيه من شركاته للبناء منذ ستة أعوام و سحبت فواتير المبيعات. |
İyi bir patron Çalışanlarının mutluluğuna her şeyden çok önem verir. | Open Subtitles | المدير العظيم هو الذي يهتم بسعادة موظفيه |
Babam çalışanlarını, soğuk ve mesafeli bir yetkili profili çizerek motive edeceğini sanıyordu. | Open Subtitles | والدي يعتقد بأن بإمكانه تحفيز موظفيه عن طريق الإدارة الصارمة |
Bir patron en sevdiği çalışanlarını yemeğe davet edemez mi? | Open Subtitles | ماذا؟ لا يمكن للرئيس أن يدعو موظفيه للعشاء؟ |
Henüz resmi değil ama bir belediye meclis üyesinin personel şefi olma ihtimalim var. | Open Subtitles | الأمر ليس رسمياً بعد ، لكن هناك فرصة مع عضو مجلس المدينة كرئيس موظفيه |
personel Şefi mi Başkan Yardımcısı mı. | Open Subtitles | و نطلب من الرئيس أن يختار بين كبيرة موظفيه و نائبه. |
Kalan çalışanların hiç biri buna yakın bir şey görmedi. | Open Subtitles | بقية موظفيه لا يرى أي شيء قريب من ذلك. |
Şu anda hiçbir çalışanı yok. | Open Subtitles | لم يحدد أدوار موظفيه حتى الآن |
Tüm yaptıkları onun sekreterleri üzerine ilgi çekmek. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هو اهتمام مميز من أحد موظفيه |