Seni seviyor, eminim, ama bu sevgi ölmek üzere, ve öyle bir sevgi ki, ileride geriye dönüp bakacak ama çok geç. | Open Subtitles | هو يحبّكِ وإنّي موقنٌ من ذلك، إذّ أنّه حبٌّ يُدركه المرء على فراشِ الموت. حيث يكون قد فات الأوان على الالتفات إليهِ. |
Bu iyi çünkü ruh eşim olduğundan eminim. | Open Subtitles | الذي يعد أمراً جيداً، لأني موقنٌ من أنكِ توأم روحي |
Evet, eminim. Ben de bir uğrayıp sana onun bir hayvan saldırısı olmadığını söyleyeyim dedim. | Open Subtitles | إنّي موقنٌ من ذلك، فقد أتيتُ لأخبركِ أن ما أصابه ليس هجوماً من حيوانٍ ضارٍ. |
Porter'la oraya yüz defa gittim. Sağda kalıyor. Bundan eminim. | Open Subtitles | لقد ذهبتُ إلى الكوخِ مئة مرّة مع (بورتر)، لا بأس إنّي موقنٌ من السبيل. |
eminim. | Open Subtitles | إنّي موقنٌ من ذلك. |
Onu biri içeriden koruyor, bundan eminim. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لديه شخص يحميه من الدّاخل، إنّي موقنٌ من ذلك. |