Ama bu arada İslamiyet'in Peygamberin resmedilmesini yasakladığını Müvekkiliniz biliyordu. | Open Subtitles | في حين أن موكلكِ يدرك تماماً أن دين الإسلام يُحَرّمُ |
Müvekkiliniz Peygamber Muhammet'i küçük düşürülürken resmeden bir karikatür yayınladı. | Open Subtitles | نشر موكلكِ رسوماً افتتاحيةً للصحيفة فيها إساءةُ للمسلمين |
Müvekkiliniz bakımımız altındayken itiraf etti tutukluyken değil. | Open Subtitles | موكلكِ إعترف أثناء وجوده في رعايتنا و ليس تحت الإعتقال |
Bunu basitleştireyim. Ya Müvekkilinizin kaynağını bana verirsiniz ya da müvekkilinizi hapse atarız. | Open Subtitles | سأبسط لكِ الأمر، إما أن تعطيني مصدر موكلكِ أو نزج به في السجن |
Ben olsam bizim hatalarımızdan çok Müvekkilinizin suçları için üzgün olurdum. | Open Subtitles | سأكون مستاء جداً بجرائم موكلكِ أكثر من أخطائُنا |
Avukat, lütfen Müvekkilinize yan çizmeyi bırakmasını ve cevaplamasını söyleyin. | Open Subtitles | لو سمحتِ اطلبي من موكلكِ ألا يتهرب من الإجابة يا حضرة المحامية |
Senin vekilin kendi ailesini gece 11:30 da aramış. | Open Subtitles | أجرى موكلكِ إتصالاً هاتفياً لمنزل والديه في الـ23: |
Müvekkilin hiç sana Edward Lomax ya da Eddie Lomax diye birinden bahsetti mi? | Open Subtitles | أذكر موكلكِ قط شخصًا اسمه إدوارد لاموكس؟ أو إيدي لاموكس؟ |
Bunun gerçekleşmesi için, müvekkilinin acilen serbest kalması gerekiyor. | Open Subtitles | لفعل ذلك، موكلكِ يجب أن يكون مطلق السراح قريباً. |
- Müvekkiliniz arabanızı mı çaldı? | Open Subtitles | هل سرق موكلكِ سيارتكِ يا سيدة باركس؟ |
Müvekkiliniz uyku ilacı aldığını iddia etmişti. | Open Subtitles | موكلكِ إدعى بأنه أخذ حبة منوم، |
- Üzgünüm. Müvekkiliniz duruşma salonunda mı? | Open Subtitles | آسفة، هل موكلكِ هنا في المحكمة؟ |
Sorun şu ki, Bayan Florrick, Müvekkiliniz buraya, kirli elleriyle eşitlik için geliyor. | Open Subtitles | المشكلة, سيدة (فلوريك) أن موكلكِ جاء إلى محكمة العدالة بأيدي ملطخة |
Müvekkiliniz değilmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو كأنه ليس موكلكِ. |
Müvekkiliniz birçok yumurta dölleyebilir. | Open Subtitles | موكلكِ يستطيع ان يلقح العديد |
Müvekkilinizin, çok sayıda hayranı var. Kamuoyu onun tarafında yer alıyor. | Open Subtitles | موكلكِ الرأي العام يقف في صفهِ |
Müvekkilinizin savunması yok. Suçlu bulunacak. | Open Subtitles | موكلكِ لي لديه دفاع سيجدوه مذنباً. |
Müvekkilinize karşı açılan dava ise aynı zeminde artık pek güvenemeyeceğimiz tek taraflı bir görgü tanığının ifadesi üzerine inşa edilmiş görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه يتكون كليا من التخمينات القضية ضد موكلكِ يبدو أنها بُنيت على نفس الأرض |
Müvekkilinize yalnızca bir kere yaklaştım, onda da zar zor izin verdi, Bayan Lockhart... | Open Subtitles | ...لم أتواصل مع موكلكِ سوى مرة واحدة وهذا لا يعد ..آنسة لوكهارت |
Değil, ama bize zaman kazandırır. Dinle,eğer vekilin anlaşmak istiyorsa-- | Open Subtitles | -إسمعي، لو أراد موكلكِ التحدّث عن إتفاق ... |
Müvekkilin ona 20 bin dolar değerinde kol saati verdi. | Open Subtitles | موكلكِ اعطاه ساعة يد, بقيمة 20000دولار. |
- O zaman bu adamların müvekkilinin bagajına neden ceset koyduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | لكنني اود ان اعرف لماذا هناك اناس يلصقون جثث في سيارة موكلكِ |