"ميؤوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • umutsuz
        
    • İmkânsız
        
    • ümitsiz
        
    • çaresiz
        
    • umut
        
    • umutsuzum
        
    • ümitsizsin
        
    • umutsuzsun
        
    • vakasın
        
    • durum
        
    Şimdi bunun ne kadar umutsuz bir hayal olduğunu görüyorsunuz. Open Subtitles لكن ألا تعتقد بأنّ هذا هو فشل ميؤوس منه الآن؟
    Evet, çektiğin bir fırtta seni umutsuz bir bağımlı yapıyor. Open Subtitles نعم ، فقط إستنشاق واحد و يجعلك مدمن ميؤوس منه
    * İmkânsız bir yerde bulduk aşkı * Open Subtitles ? وجدنا الحب في مكان ميؤوس منه ?
    Bu çiftlik ümitsiz. Şu doğuştan köylülere niye kulak vermediysem? Open Subtitles هذه المزرعة ميؤوس منها، لمَ لم أنصت لهؤلاء الريفيين المتخلفين؟
    - Biliyorum, yaptığını biliyorum ve bu hastalığa yakalanmış olman senin suçun değil ama bazen çok çaresiz hissediyorum. Open Subtitles أعلم, أنك كذلك ليس خطأك أنك مريضة أحيانا, يبدو الأمر ميؤوس منه
    durum umutsuz olduğunda umut ver onları! Open Subtitles ♪ أعطى 'م نأمل عندما يكون الوضع ميؤوس منها ♪
    Gördüğüm üçüncü kişiydi. İlk ikisi umutsuz vaka olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles بل ثالث رجل، أول اثنان ظنا أنك حالة ميؤوس منها
    Nasıl tepki vereceklerini görmek için insanları kaçırıp umutsuz bir durumun içine sokuyorlar. Open Subtitles إنهم يخطفون الناس ، ثم يضعونهم في حالة ميؤوس منها ،ليراقبوا ردود أفعالهم
    Dartmouth'da bir konuşma yaptım ve bir kadın ben konuştuktan sonra ayağa kalktı, kitabıma yazdım, ve bana dedi ki, "Profesör, beni bunun umutsuz bir durum olduğuna inandırdınız. TED القيت عرضا بداترمونت يوما، فوقفت امرأة بعد عرضي ثم قالت, ``بروفيسور لقد اقنعتني ان الامر ميؤوس منه,ميؤوس منه.
    Avukatımız bile umutsuz olduğunu söylüyor. Open Subtitles لا فائدة من ذلك، حتى المحامي قال أنه ميؤوس منه.
    Aşk umutsuz değil. Open Subtitles الحب ليس ميؤوس منه ، اسمعي ، ربما لست خبيراً بهذا الموضوع
    Sen umutsuz bir romantiksin bunu biliyor musun? Open Subtitles انت ميؤوس منك في ما يخص الرومانسيه ، أتعلم ذلك؟
    * İmkânsız bir yerde bulduk aşkı * Open Subtitles ? وجدنا الحب في مكان ميؤوس منه ?
    * İmkânsız bir yerde bulduk aşkı * Open Subtitles ? وجدنا الحب في مكان ميؤوس منه ?
    * İmkânsız bir yerde bulduk aşkı * Open Subtitles ? وجدنا الحب في مكان ميؤوس منه ?
    Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨ doğal hayat yok oluyordu, kaçak avcılık tavan yapıyordu ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu. TED رأى جوشوا كانغومبي ما كان يحدث: الحياة البرية تختفي، الصيد الجائر كان مريعاً، كانت الأوضاع تبدو ميؤوس منها.
    Örnek şiddetli bir anti sosyal, ve tanrı kompleksi var ve ümitsiz bir uyuşturucu bağımlısı ki bu bizim onu basit ve kesin bir şekilde kontrol etmemizi sağlayacak. Open Subtitles الهدف عنيف و معادي للمجتمع نظراً لأوهام الألوهية و هو مدمن ميؤوس منه على المخدرات
    İlginç olan durumu ümitsiz olmasına rağmen ölmek istememesiydi. Open Subtitles الشيء المثير للاستغراب، أن رغم واقع أن حالته ميؤوس منها تماماً،
    Kimseye söylemeyeceğim ancak durumun çaresiz olduğunu bilmelisin. Open Subtitles أنا لن أخبر أحداً، لكن وجب عليك أن ترى أن هذا الأمر ميؤوس منه
    Aşk hayatlarını daha umut dolu bir hale getirmek için kadınlar tarafından uydurulmuş, inanılmaz bir peri hikayesi. Open Subtitles حكايات لا يصدق طبخه من قبل النساء... ... لجعل حياة حبهم تبدو أقل ميؤوس منها.
    Tamamen umutsuzum. Open Subtitles إني حالة ميؤوس منها تماما
    - Sen de en az o kadar ümitsizsin. Yoksa fikrimi kabul etmezdin. Open Subtitles أنت ميؤوس منه أيضًا وإلا لما وافقت على طلبي
    Sen gerçekten umutsuzsun. Neyse, Kaptanın kitapçığına bak. Open Subtitles انت حقا ميؤوس منك
    umutsuz bir vakasın, evlat. Open Subtitles أنتي طفلة ميؤوس مِنْها, أتعرفين ذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more