| Times Meydanı, gündüz yapılacak Atom Bombası tatbikatından saniyeler öncesinde normal yoğunluğundaydı. | Open Subtitles | ميدان التايمز لايزال مزدحمًا كعادته قبل ثواني من تدريب القنبلة النووية النهاري |
| Times Meydanı alarmdan iki dakika sonra bomboştu. | Open Subtitles | ميدان التايمز خالي تمامًا بعد دقيقتين من الإنذار |
| Times Meydanı, günümüzün kişiliksiz, modern binaları. | Open Subtitles | ها هو ميدان التايمز بشكله الحديث الذي يفتقر إلى الهوية |
| Onu Times Square'de bırakmak Margaret'in fikriydi. | Open Subtitles | كانت هى خطة مارجريت لإسقاطه فى ميدان التايمز |
| Chris, seni bilmem ama ben Times meydanını tekrar görmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | كريس،لاأدرىبشأنك... ولكننى أريد رؤية ميدان التايمز مرة أخرى فلتنل منه |
| Radyo hep ondan bahsediyor. Times Meydanı boşaltılıyormuş. | Open Subtitles | كل شيء عبر الإذاعة، إنّهم يخلون ميدان التايمز. |
| # Times Meydanı bile senin kadar ışıldayamıyor # | Open Subtitles | ♪ ميدان التايمز لا يمكنه أن يلمع أكثر منك ♪ |
| Times Meydanı'ndaki o çantadan çıkmadan önce kim olduğunu, nereden geldiğini, hiçbir şeyi hatırlayamıyor. | Open Subtitles | إنها لا تتذكر من تكون ومن أين أتت, لا شيء قبل أن تخرج من تلك الحقيبة في ميدان التايمز |
| Times Meydanı..evet şu an ordayım | Open Subtitles | ميدان "التايمز"؟ أنا في ميدان "التايمز" الآن. |
| Times Meydanı'ndaki o çantadan çıkmadan önce kim olduğunu, nereden geldiğini, hiçbir şeyi hatırlayammıyor. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتذكر هويتها ... ومن أين أتت ... لا تتذكر أي شيء قبل أن تخرج من تلك الحقيبة في ميدان التايمز |
| Fikirlerini değiştirmek için, sıklıkla Times Meydanı'ndaki film gösterilerine katılıyordu. | Open Subtitles | ولكي يغير افكاره , كان يحضر احيانا الافلام في ميدان (التايمز) |
| Biz Times Meydanı'na gitmek istiyoruz. | Open Subtitles | نود أن نذهب إلى ميدان التايمز |
| Örgütteki kaynağımız bize Times Meydanı'nda gerçekleşecek bir olaya atıfta bulunan bir istihbarat gönderdi. | Open Subtitles | ، لقد زرعنا مصدر لنا بداخل المُنظمة ولقد تمكنوا من إبلاغنا (بأمر ذلك الحدث في ميدان (التايمز |
| Times Meydanı'nda bulunduğundan beri seni izliyorduk ama bazı parçalar eksik. | Open Subtitles | (لقد كُنا نُراقبك منذ تم إيجادك في ميدان (التايمز لكن مازلنا غافلين عن بعض قطع الأحجية |
| Seni Times Meydanı'na bırakmadan önce senin içi eski Afrika duasını ettim. | Open Subtitles | (قبل أن أتركك في ميدان (التايمز دعوت دعوة أفريقية لكِ |
| Times Meydanı'ndaki o çantadan çıkmadan önce kim olduğunu, nereden geldiğini, hiçbir şeyi hatırlayamıyor. | Open Subtitles | لا تستطيع تذكر هويتها ، أو من أين أتت (لا شيء قبل أن تزحف إلى خارج تلك الحقيبة في ميدان (التايمز |
| Bu arada, Times Square'de ayı kostümü içinde Yahudi Aleyhtarı birine bakmalısınız. | Open Subtitles | ضد الحاكم فلوريك بالمناسبة يجب أن تتحرى في أمر رجب يرتدي زي دب معاد للسامية في ميدان التايمز |
| Christopher Columbus'un gerçek hikâyesi üzerine artırılmış gerçeklik kurulumu yarattık ve Columbus Circle ile Times Square'de soru cevaplı dersler vermek için kullandık. | TED | أنشأنا المزيد من أجهزة تركيب الواقع المعزز عن القصة الحقيقية لكريستوفر كولومبوس واستخدامها للقيام بندوة في ميدان التايمز ودوار كولومبوس. |
| Bir dahaki sefere Times Square'de tuvalete ihtiyacın olursa bir otele git. | Open Subtitles | في المرة المقبلة ستحتاج لمرحاض في ميدان "التايمز" اذهب لفندق |
| Chris, seni bilmem ama ben Times meydanını tekrar görmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | كريس،لاأدرىبشأنك... ولكننى أريد رؤية ميدان التايمز مرة أخرى فلتنل منه |