"ميزان" - Translation from Arabic to Turkish

    • dengesi
        
    • dengesini
        
    • denge
        
    • terazisi
        
    • tartı
        
    • dengeleri
        
    • terazi
        
    • dengeyi
        
    • tartısı
        
    • terazisini
        
    • termometre
        
    • kantar
        
    • dengesinin
        
    Su kaynağının hakimiyeti fillerde ama gecenin gelmesiyle güç dengesi değişecek. Open Subtitles تُسيطرُ الفيلةُ على بركةِ الماء لكن في الاماسي ميزان القوى سَيَنتقلُ.
    Bridger'a söyle, yabancı bir iş, ülkemizin ödemeler dengesi için çok yararlı. Open Subtitles لمساعدة هذة البلد اقتصاديأ خصوصأ ميزان المدفوعات
    İnsanların kraliyet aileleri için çalışmaya karar verince güç dengesini değiştirdiler. Open Subtitles قومك غيّروا ميزان القوة عندما قرروا أن يعملوا لصالح العائلات الملكية
    Bazıları her şeyde bir denge olduğunu söyler. Open Subtitles بعض الناس يقولون أنه يوجد ميزان لكل شيء
    Washington eyaletinin müstakbel senatörü için adaletin terazisi önünde... size hizmet etmek bir onurdur. Open Subtitles هذا شرف للسيناتور القادم لواشنطن أن يكون بخدمتك أمام ميزان العدالة -هذا كرم كبير منك
    İçeride inşallah bir tartı vardır. Open Subtitles يا إلهي أتمنى أن يكون هناك ميزان بالداخل
    Veeğeryapamazsa,güç dengeleri değişmeyecek. Open Subtitles وإذا لم تستطع ذالك فلن ينقلب ميزان القوى
    Adalet heykelini düşünün: gözleri kapalı terazi tutan kadın yargı sistemimizdeki dengeyi simgelemesi gerekiyor. TED تخيلوا سيدة الحرية: تلك المرأة المعصوبة العينان القابضة على ميزان التي ترمُز إلى الحكم بالقِسط في نظامنا القضائي.
    İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor. Open Subtitles ميزان الاحتمالات يشير إلى أن هذا من أجل امرأة عزباء بعيدة عن أقاربها المقربين
    Yeterli donanımınız olmadan güç dengesi Goa'uld'a kayan bir savaşa giriyorsunuz ve ırkınızın talihini de kötüleştiriyorsunuz. Open Subtitles دخلت معركة وأنت غير مستعد للمحاربة رجّحت كفّة ميزان القوّة بين الجواؤلد وساء حظ جنسك
    Yakın geçmişte, bu konulardaki oy dengesi değişti. Open Subtitles مؤخرا ميزان التصويت حول هذه القضايا انقسم
    İyi ve kötü dengesi dramatik bir şekilde bizim engelimize takıldı. Open Subtitles حسناً ، سأقول أن ميزان الخير و الشر قدأصبحلصالحناالآن.
    Uzak Doğuda, evrenin bir dengesi olduğuna inanırlar. Open Subtitles في الشرق الأقصى، يؤمنون بوجود ميزان للكون
    Hint Okyanusu'nun hareketli kütlesi gezegenimizin dengesini bozuyor. Open Subtitles الكتلة الخضراء المقلقة للمحيط الهندى تزعج ميزان كوكبنا
    Siz, buradaki güç dengesini değiştirdiniz. Başka seçeneğim yok. Open Subtitles يجب ان تقومي باعدال ميزان القوة هنا , ليس لدي خيار
    Sen şu denge tahtasındaki kendini beğenmiş çocuk değildin, değil mi? Open Subtitles انت لست ذلك الفتى الذي لديه نافورة... الذي تبول على ميزان الاشعاع؟
    John, 7. sınıfta denge tahtasından beri altıma yapmamıştım. Open Subtitles انا لم اتبول بسروالي... منذ ميزان الشعاع في الصف السابع
    Bu durumda savaşın terazisi eşitlenmiş olacak. Open Subtitles بهذه الإجابة سيتم موازنة ميزان الحرب
    Adada hiçbir tartı yok ama ellerinde bir testere var. Open Subtitles الجزيرة ليس لديها ميزان لكن هناك تأرجح
    Güç dengeleri bizim aleyhimize. Open Subtitles ألا تُدرك أن ميزان القوى ضدنا؟
    Başak burcu posteri üzerinde uzun saçlı güzel bir kadının resmi vardı, bir su kenarında keyif yapıyordu. oysa terazi burcu posteri üzerinde kocaman bir terazi resmi vardı. TED ملصق العذراء صورة لامرأة جميلة ذات شعر طويل، كانها تسترخي بجانب بعض الماء، ولكن الميزان هو مجرد ميزان ضخم.
    Ola ki bu bir silahsa, kesin olarak dengeyi Mars lehine çevirecektir. Open Subtitles إنه السلاح الذي من شأنه وبشكل قاطع إمالة ميزان القوى لصالح المريخ
    Gece gözlükleri, bir Rus denizaltısının tuvalet tartısı süet çanta çantası mı? Open Subtitles نظارات رؤية ليلية؟ ميزان حمّام مصنوع من غواصّة سوفيتية؟ حقيبة من الجلد الطبيعي؟
    Yukarıdaki, adalet terazisini destekleyen bilgelik figürüne bakıyor. TED هي تنظر إلى رمز الحكمة، والتي تحمل ميزان العدالة.
    Klüpteki termometre 32 dereceyi gösteriyordu bugün. Open Subtitles ميزان الحرارة اليوم في النادي كان يشير إلى 90 درجة
    Ve harekete geçtiğimizde hangi arabanın daha hafif olduğunu temel bir kantar inşa ederek öğrenmeye karar verdim. Open Subtitles وحينما تركنا العمل قررت أن أرى أي من تلك السيارات الأخف بصناعة ميزان بدائي
    O zaman, zamanla, ilişkilerde güç dengesinin olduğunu öğeneceksiniz. Open Subtitles حسناً، بمرور الوقت، ستتعلّم أنّ هناك ميزان للقوى في العلاقات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more