Mezcal döndüğünde tek bir kurşun bile fikrini değiştirmeye yeter. | Open Subtitles | أن ميزكال تلزمه رصاصة في رأسه ليغيَر رأيه |
Mezcal'deki solucanın afrodizyak olduğunu söylerler. | Open Subtitles | "يقولون أن دودة "ميزكال مثيرة للشهوة الجنسية |
- Güney Afrika'nın uzak bir köyünde yapılmış bir Mezcal. | Open Subtitles | - "هذا "ميزكال - يُصنع في القرى البعيدة من أمريكا الجنوبية |
Ona atlayıştan önce içinde GHB olan bir Mezcal hediye etmişsiniz. | Open Subtitles | أعطيتها جرعة من مشروب (ميزكال) مع حمض غاما-هيدروكسي قبل أن تقفز |
Bir şişe Tekila, limon ve tuz. Teşekkürler | Open Subtitles | زجاجة ميزكال واثنين من الليمون وإذا كنتي تستطيعين تنظيف الطاولة شكرأ لك |
Tekila. Eğer varsa Mezcal olsun. | Open Subtitles | مشروب "تاكيلا" أو "ميزكال"، إذا كان لديك |
Mezcal, eğer varsa. | Open Subtitles | "ميزكال" إن كان لديك |
Mezcal, iki tane. | Open Subtitles | - نريد كأسي (ميزكال) |
Mezcal getirmişti. | Open Subtitles | (أحضر (ميزكال |