Sonra baktım ki bana gülüyorlardı, herkes gülüyordu ve küfür ettiğim için mi yoksa şortum ıslak olduğu için mi güldüklerini anlayamamıştım. | Open Subtitles | ثم قام الجميع بالضحك، الجميع وانا لم استطيع اعرف لمَ اكان ذلك بسبب الكلمه البذيئة او انهم رأوا سروالي وهو مُبلل |
"Merdivenler ıslak. Hayır, bozuk. Evet, merdivenler bozuk." | Open Subtitles | السلم مُبلل, لا إنه مكسور * * أجل إنه مكسور |
"Merdivenler ıslak. Hayır, bozuk. Evet, merdivenler bozuk." | Open Subtitles | السلم مُبلل, لا إنه مكسور * * أجل إنه مكسور |
Barney mesaj atıp hemen yanına gelmemi söylemiş ama merdivenler ıslaktı. | Open Subtitles | بارني) أرسل لي أن أقابله) بأسرع وقت ممكن, ولكن السلم مُبلل |
Barney mesaj atıp hemen yanına gelmemi söylemiş ama merdivenler ıslaktı. Hayır, bozukmuş. | Open Subtitles | بارني) أرسل لي أن أقابله) بأسرع وقت ممكن, ولكن السلم مُبلل |
Sandalyeye bağlanmış bir adam. Sırılsıklam terlemiş. | Open Subtitles | رجل مُقيّد إلى كرسيّ، إنـّه مُبلل و تخللته المياه. |
Neden saçları ıslak? | Open Subtitles | ما الأمر ؟ لما شـعركِ مُبلل ؟ |
Burası oldukça ıslak. Bir dakika ver bana. | Open Subtitles | إنه مُبلل جداً،أعطني دقيقة |
Saçların ıslak. | Open Subtitles | شـَعركِ مُبلل |